Karamürsel Sepeti’nin sıra dışı hikayesini biliyor musunuz?
Kocaeli’nin coğrafi işaretli değerlerinden biri olan Karamürsel Sepeti, yalnızca el işçiliğiyle değil, taşıdığı anlamla da dikkat çekiyor.
Karamürsel Sepeti’nin sadece bıçak kullanılarak, kestane ve fındık ağacından örülen bu özel sepetin en dikkat çeken yönü, göründüğünden çok daha geniş bir iç hacme sahip olması.
Bu ilginç özelliğiyle ün kazanan sepetin geçmişi, Sultan Abdülaziz dönemine kadar uzanıyor. Rivayete göre Sultan Abdülaziz, Hereke’deki köşküne geldiğinde kendisine Karamürsel sepetiyle kiraz hediye edilir. Kirazlar gümüş tepsiye boşaltıldığında ise herkes şaşkına döner: Küçük görünen sepetin içinden taşan kirazlar, sepetin ne kadar geniş olduğunu ortaya koyar.
Bu olaydan sonra halk arasında “Karamürsel sepeti mi sandın?” deyimi yaygınlaşır ve dışarıdan küçük görünen ama içi dolu olan her şey için kullanılmaya başlanır.
Bugün Karamürsel Sepeti, hem el sanatlarının zarif bir örneği hem de Türk kültürünün mizahi ve zeki yönünü yansıtan bir simge olarak yaşatılmaya devam ediyor. Her biri usta ellerde tek tek örülen bu sepetler, geçmişle bugünü birbirine bağlıyor.
