Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli seçimi yapılacak.
Tarih, 14 Mayıs, tıpkı 50 yıl önce olduğu gibi, tarihi bir seçime hazırlanıyoruz, iki ayrı kutup oluşmuş durumda ve her iki tarafta, ‘yeter söz milletin’ sloganı ile seçimlere hazırlanıyor.
Bu sloganın aslında tarihsel kökleri var, Demokrat Parti tek partili sistemin kaldırılıp, demokratik seçimlerin ilk kez yapıldığı 14 Mayıs 1963’te ‘yeter söz milletin’ diyerek, yüzde 85 civarında bir meclis çoğunluğu ile iktidar olmuştu.
Tam 50 yıl sonra Cumhuriyet’in 100. Yılında bu kez Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı, ‘yeter söz milletin’ diyor, seçimler bu derece önemli ama yerel de neredeyse yaprak kımıldamıyor, özellikle Millet İttifakı kanadında.
Muhalefet kanadında tam anlamı ile, özellikle yerel siyaset resmen yoğun bakımda.
Öyle ya, bir hedef var, yapılmak istenen işler, seçim hedefleri var ama ortada henüz nasıl bir seçim çalışması yapılacak belli değil, Cumhurbaşkanı adayı netleşmiş değil.
Kurulan altılı masa, bir takım ilkelerden, duruştan, ortak metinden söz ediyor, ortak aday da genel görüşleri ama aday belli olmadığı için, ortaklığın da hatları henüz net değil.
Böyle olunca da yerelde çalışma yapmak hayli zor.
CHP’nin adayı kesin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu.
CHP, bu konuda kararlı ama masanın adayı olmazsa ne olur?
Bu sorunun yanıtı işte net değil.
Kılıçdaroğlu olmazsa, nasıl yol izlenir? Ciddi sorunken, yerel siyaseti yakından ilgilendiren bir diğer konu da, Kılıçdaroğlu aday olursa nasıl bir yol izleneceği…
Şayet Kılıçdaroğlu aday olur ve barajın altında kalan, oy oranları yüzde 2 civarında olan partilerle nasıl bir ortaklık kurulacak, bu da belli değil.
İYİ Parti dışında ki diğer partilerin meclise ancak CHP’nin listelerinde girebilecekleri bilinen bir gerçek, işte bu durumda Kılıçdaroğlu aday ise, bu partilere hangi iller de kaç tane kontenjan verilecek, listenin neresinde yer bulacaklar?
Bunların hepsi bilinmezken, yerel de nasıl bir çalışma olması beklenir ki..
Tüm planları, çalışmaları alt üst edecek olasılık ise, Kılıçdaroğul aday olur da, masanın diğer mensupları, özellikle de İYİ Parti başka bir adayda ısrarcı olursa, bir anlamda masa dağılır yada ayaklarından birisi kırılırsa ne olacak?
Bu kadar çok bilinmezin içinde, yerel de çalışma yapmak haliyle çok zor.
Milletvekili aday adayları ortaya çıkmıyor, çalışma yapmıyor, daha aktif çalışma için harcama yapmıyor…
Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden birisi diyoruz ama seçime yüz gün kala hala daha yerel de partiler organize olabilmiş değil.
Yerel siyasetin bu kadar çok bilinmez içinde yoğun bakıma alındığı bir süreç yaşanıyor, görülen o ki, bu yoğun bakım süreci daha da uzayacak.
‘13 Şubat’ deniyor, sanki oradan da bir şey çıkmaz, ‘Mart’ın 30’una kadar süre var’ da deniyor, ama kesin olan bir şey var, o tarihlere kadar bu yoğun bakım süreci devam ederse, hasta kaybedilir, yada ağır hasarlı taburcu olur.