15 yıllık Milletvekilliği, Başbakan Yardımcılığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı…Kocaeli siyasetine damga vuran unutulmaz isimler arasında Fikri Işık, ilk sırayı alır. Kocaeli onun Bakanlığı döneminde gördüğü hizmeti hiçbir dönemde görmedi. Kendisinden önce Kocaeli’den Bakanlık ve vekillik yapan, kendisiyle aynı dönemde Milletvekilliği yapan isimlere kıyasla Fikri Işık yeri doldurulamaz bir siyasetçidir.
Bakmayın siz bu dönem sahadan uzak kaldığına. Teşkilatçılık, hizmet, siyaset deyince Fikri Işık markadır. AK Parti’nin bugün yaşadığı sıkıntıların temelinde de onun gibi bir siyasetçinin eksikliği vardır. Ne Kocaeli’de onun boşluğu doldurulabildi, ne de Bakanlar Kurulu’nda. Fikri ışık neden küstü ya da küstürüldü? Bu sorunun cevabı kendisinde, ama bizim de gözlemlediğimiz noktalar var. En basitinden Fikri Işık’ı Kocaeli’de yok sayan irade, bugün kentimizi atom karınca gibi çalışan bir isimden mahrum bırakmıştır. Fikri Işık siyasete küstü de peki onu küstürenler ne olacak?
Sayın Işık, son açıklamasıyla gündemin bir anda Kocaeli’de merkezine oturdu. Konu, Kartepe’de yapılması planlanan Haddehane tesisi. Bu konunun uzmanı değilim, faydalarını ya da zararlarını tartışacak durumda olan kişi de ben değilim. Ancak, 2014’de de gündeme gelen ve Bakan Işık’tan veto yiyen projeyle ilgili ÇED raporu ve Işık’ın değerlendirmeleri bu konuda bilgi sahibi olunmayı sağlayan en önemli kriterdir. Nitekim tesisin oluşturacağı zararlar konusunda uzman olan kişi Fikri beydir. Sayın Işık bu konuda bir duruş sergilemiş, 8 yıl önce izin vermediği tesisin Kocaeli’ye ihanet olacağı mealindeki açıklamasıyla ilgili Bakanlıkları konuya müdahil olmaya davet etmiştir.
Evet belki Fikri Işık fiilen siyaseti bitirmiş gözükebilir bir daha ki dönem belki de siyaseti düşünmemektir. Ancak o görevde olduğu bu dönem içerisinde sorumluluk alarak ve de en önemli partisini karşısına alarak yaşadığı kente olan vefasını göstermiştir. Fikri bey, tesise neden karşı olduğunu madde madde şu şekilde sıraladı: Bu tesis kurulur ise;
1-Yılda yaklaşık 5 milyon ton, tamamına yakını İTHAL HURDA DEMİR eritilecektir.
2-Yıllık yaklaşık 2.5 milyon Mw/h elektrik tüketilecektir.
3-Yıllık yaklaşık 4 milyon ton yassı veya uzun çelik üretilecektir.
4-Bu tip tesislerin ömrü yaklaşık 50 yıldır ve taşınması çok maliyetlidir.
Yılda 5 milyon ton hurdanın şehrin içinde eritilmesi öncelikle bir çevre ve iklim sorununa sebep olacaktır. Bu kadar yoğun bir ısıl işlemin bölgenin ekolojisini olumsuz etkileyeceği kuşkusuzdur. Günde yaklaşık 2 bin kamyonun giriş - çıkış yapacağı bir tesisin oluşturacağı ilave emisyon ve trafik yükü hayatı daha da zorlaştıracaktır. Bu hurdaların limanlardan taşınması trafikte mal ve can güvenliği sorununu da meydana getirecektir.
Ayrıca hurda stok alanlarının çevre ve görüntü kirliliği halkımızı fazlasıyla rahatsız edecektir.
Bu konuda ilimiz zaten çok büyük bir yük altındadır. Bu yükün azaltılması gerekirken böylesi bir girişime izin vermek şehrimizin yükünü daha da artıracaktır.
Şunu özellikle belirtmeliyim ki, bakanlık dönemimde yaptığımız çalışmalarda, şehrimize ilave çevre ve trafik yükü getirecek olması sebebiyle hiçbir tesise ark (elektrikli hurda eritme) ocağı kapasite artış izni verilmedi ve hiçbir yeni tesise de müsaade edilmedi.
Yeşil üretim ve karbon ayak izinin azaltılması konusunda hükümetimizin yoğun çalışma yürüttüğü bir dönemde bu girişim hükümet politikalarıyla açık bir çelişki oluşturmaktadır.
Çevre etkisi yüksek ve enerji tüketimi yoğun bu tip yatırımların “yatırımda öncelikli bölgelerde” ve özellikle meskun mahallerin çok uzağında kurulması esastır.
Bakanlıklarımızın konuya müdahil olup bu girişime izin vermeyeceklerine inanıyorum.
Evet bu konuda en etkin ve yetkin isim olan sayın Işık, üzerine düşeni yapıp, partisini karşısına alma pahasına o iradeyi göstermiştir. Umarım onu siyaseten yok sayanlar bu açıklamalardan gerekli dersi çıkarır ve bu adamdan vazgeçer.
Bakmayın siz bu dönem sahadan uzak kaldığına. Teşkilatçılık, hizmet, siyaset deyince Fikri Işık markadır. AK Parti’nin bugün yaşadığı sıkıntıların temelinde de onun gibi bir siyasetçinin eksikliği vardır. Ne Kocaeli’de onun boşluğu doldurulabildi, ne de Bakanlar Kurulu’nda. Fikri ışık neden küstü ya da küstürüldü? Bu sorunun cevabı kendisinde, ama bizim de gözlemlediğimiz noktalar var. En basitinden Fikri Işık’ı Kocaeli’de yok sayan irade, bugün kentimizi atom karınca gibi çalışan bir isimden mahrum bırakmıştır. Fikri Işık siyasete küstü de peki onu küstürenler ne olacak?
Sayın Işık, son açıklamasıyla gündemin bir anda Kocaeli’de merkezine oturdu. Konu, Kartepe’de yapılması planlanan Haddehane tesisi. Bu konunun uzmanı değilim, faydalarını ya da zararlarını tartışacak durumda olan kişi de ben değilim. Ancak, 2014’de de gündeme gelen ve Bakan Işık’tan veto yiyen projeyle ilgili ÇED raporu ve Işık’ın değerlendirmeleri bu konuda bilgi sahibi olunmayı sağlayan en önemli kriterdir. Nitekim tesisin oluşturacağı zararlar konusunda uzman olan kişi Fikri beydir. Sayın Işık bu konuda bir duruş sergilemiş, 8 yıl önce izin vermediği tesisin Kocaeli’ye ihanet olacağı mealindeki açıklamasıyla ilgili Bakanlıkları konuya müdahil olmaya davet etmiştir.
Evet belki Fikri Işık fiilen siyaseti bitirmiş gözükebilir bir daha ki dönem belki de siyaseti düşünmemektir. Ancak o görevde olduğu bu dönem içerisinde sorumluluk alarak ve de en önemli partisini karşısına alarak yaşadığı kente olan vefasını göstermiştir. Fikri bey, tesise neden karşı olduğunu madde madde şu şekilde sıraladı: Bu tesis kurulur ise;
1-Yılda yaklaşık 5 milyon ton, tamamına yakını İTHAL HURDA DEMİR eritilecektir.
2-Yıllık yaklaşık 2.5 milyon Mw/h elektrik tüketilecektir.
3-Yıllık yaklaşık 4 milyon ton yassı veya uzun çelik üretilecektir.
4-Bu tip tesislerin ömrü yaklaşık 50 yıldır ve taşınması çok maliyetlidir.
Yılda 5 milyon ton hurdanın şehrin içinde eritilmesi öncelikle bir çevre ve iklim sorununa sebep olacaktır. Bu kadar yoğun bir ısıl işlemin bölgenin ekolojisini olumsuz etkileyeceği kuşkusuzdur. Günde yaklaşık 2 bin kamyonun giriş - çıkış yapacağı bir tesisin oluşturacağı ilave emisyon ve trafik yükü hayatı daha da zorlaştıracaktır. Bu hurdaların limanlardan taşınması trafikte mal ve can güvenliği sorununu da meydana getirecektir.
Ayrıca hurda stok alanlarının çevre ve görüntü kirliliği halkımızı fazlasıyla rahatsız edecektir.
Bu konuda ilimiz zaten çok büyük bir yük altındadır. Bu yükün azaltılması gerekirken böylesi bir girişime izin vermek şehrimizin yükünü daha da artıracaktır.
Şunu özellikle belirtmeliyim ki, bakanlık dönemimde yaptığımız çalışmalarda, şehrimize ilave çevre ve trafik yükü getirecek olması sebebiyle hiçbir tesise ark (elektrikli hurda eritme) ocağı kapasite artış izni verilmedi ve hiçbir yeni tesise de müsaade edilmedi.
Yeşil üretim ve karbon ayak izinin azaltılması konusunda hükümetimizin yoğun çalışma yürüttüğü bir dönemde bu girişim hükümet politikalarıyla açık bir çelişki oluşturmaktadır.
Çevre etkisi yüksek ve enerji tüketimi yoğun bu tip yatırımların “yatırımda öncelikli bölgelerde” ve özellikle meskun mahallerin çok uzağında kurulması esastır.
Bakanlıklarımızın konuya müdahil olup bu girişime izin vermeyeceklerine inanıyorum.
Evet bu konuda en etkin ve yetkin isim olan sayın Işık, üzerine düşeni yapıp, partisini karşısına alma pahasına o iradeyi göstermiştir. Umarım onu siyaseten yok sayanlar bu açıklamalardan gerekli dersi çıkarır ve bu adamdan vazgeçer.