Tarihe adını altın harflerle yazdıran Selçuklu ve Osmanlı Devleti’nin, güçlenmesinde ve bu kadar uzun yaşamasında en önemli etkenlerden birisi olan şüphesiz Selçuklu’daki adıyla Ahilik, Osmanlı teşkilatındaki adıyla Lonca teşkilatıydı. Osmanlı Devleti ve Selçuklu güçlerini ordularından, fetihlerden aldığı kadar toplumsal yaşamda yaptığı uygulamalardan da alıyordu. Toplumsal yaşamda mutlaka uyuşması gereken kurallar vardı ve bunlara uymamanın yaptırımı olurdu. Sosyal yaşamı düzenleyen bu kuralarla harfiyen uyulduğu dönemlerde Selçuklu ve Osmanlı zirveyi görürken, ne zamanki Tımar-İkta sistemi, Ahilik-Lonca Teşkilatı gibi sosyal ve ekonomik yaşamı düzenleyen uygulamalarda bozulma başlamış, ondan sonra çöküş dönemi başlamış.
Ahi kelime anlamı olarak, “Kardeş” demektir. Bugün ülkemizde Ahilik teşkilatını yerini esnaf ve meslek odaları almış durumda. Peki bu Meslek kuruluşları, Ahilik teşkilatının üstlendiği vazifeyi görüyor mu? Kesinlikle hayır. Eğer Ahilik teşkilatı gibi çalışsaydı bu odalar bugün ticaret hayatında fırsatçılık yapan zalimler, bunu aklında bile geçiremezdi. Ancak ne yazık ki Oda ve Meslek kuruluşları bizde birilerine makam sağlamaktan başka hiçbir işe yaramıyor. İş yeri açılış ve kapanış şeklini düzenleyen, fiyat tarifelerini belirleyen, malın kalitesini denetleyen, şikayetleri dinleyen, esnaf arasında birlik ve dayanışmayı sağlayan Ahilik Teşkilatı ile bugünkü benzerleri arasında dağlar kadar fark var.
Bugün karşı karşıya kaldığımız fırsatçılar Ahilik teşkilatının yokluğundan kaynaklanıyor. 100 TL olan ürün bir gecede 130 TL oluyorsa buradaki fırsatçılık ahiliğin yokluğundan kaynaklanıyor. 50 liraya aldığı malı, zam gelecek diye daha pahalıya satmak için stoklamak Ahilik yokluğundan kaynaklanıyor. Bakın piyasa etkisi nedeniyle zam yapılması gereken ürünler bunlar müstesna, ancak bir anda bir ürün bir gecede yüzde 30-40-50 pahalı satılıyorsa bu fırsatçılıktır. Bunun adı zalimliktir, gözünü para kazanma hırsı bürümesidir, bu milleti çok affedersiniz inek gibi sağmaktır.
Ahilik sayesinde çocuk yaştan çıraklık eğitimine giren çocuk iyi bir meslek eğitimi alarak ustalaştığında ürünler kaliteli olurdu, peki bugün ürettiğimiz ürününü ne kadar kaliteli olduğunu iddia edebiliriz. Mesela Ahiliğin en güzel uygulamalarından birisi Gedik uygulamasıydı. Yani iş yeri açma izni. Bulunduğunuz yerde Ahi teşkilatı örneğin 5 ayakkabı dükkanı olacak denilirdi, altıncıya izin verilmez sayının üçe düşmesine de izin verilmezdi. Bu uygulamayla günde 100 tane mal üreteceksin, tanesini 50 liradan satacaksın. Ben günde 200 üreteyim tanesini 20’den satayım diyemezdiniz. Narh uygulaması vardı, karaborsacılığı önlerdi mesela bu uygulama. Bu uygulamayla taban-tavan fiyat belliydi, kimse 10 liralık malını 100’e satamazdı. Aklından bile geçirmezdi, her şey kontrol altındaydı. Fahiş fiyata sattığı zaman da iş yeri kapatılırdı, ağır cezalar verilirdi. Böylece durağan ekonominin de önüne geçilirdi. Peki aldığınız ayakkabı arızalı çıktı ve patladı. Esnaf o malı geri almıyorsa Ahiliğe şikayet ederdiniz, inceleme yapılır ve haksızlık tespit edilirsen o esnaf toplum içinde kötü duruma düşürülürdü.
Buna benzer Ahilik ve Lonca teşkilatının çok sayıda uygulamaları vardı. Üzerine sayfalarca kitaplar yazılan bir konuyu bizim buraya sıkıştırabilmemiz mümkün değil. İşte bugün böyle bir teşkilat yapısı olsaydı ya da Oda ve Meslek Kuruluşları bu ihtiyaca cevap verebilseydi, bu stokçular, karaborsacılar, fırsatçılar bu kadar rahat milletin ekonomisiyle oynayabilir miydi? Cevap açık ve net, kesinlikle yapamazlardı. Ve benim en çok merak ettiğim, yazıya başlık olarak da kullandığımız şekliyle, biz nasıl ahilikten zalimliğe geçiş yaptık?
Ahi kelime anlamı olarak, “Kardeş” demektir. Bugün ülkemizde Ahilik teşkilatını yerini esnaf ve meslek odaları almış durumda. Peki bu Meslek kuruluşları, Ahilik teşkilatının üstlendiği vazifeyi görüyor mu? Kesinlikle hayır. Eğer Ahilik teşkilatı gibi çalışsaydı bu odalar bugün ticaret hayatında fırsatçılık yapan zalimler, bunu aklında bile geçiremezdi. Ancak ne yazık ki Oda ve Meslek kuruluşları bizde birilerine makam sağlamaktan başka hiçbir işe yaramıyor. İş yeri açılış ve kapanış şeklini düzenleyen, fiyat tarifelerini belirleyen, malın kalitesini denetleyen, şikayetleri dinleyen, esnaf arasında birlik ve dayanışmayı sağlayan Ahilik Teşkilatı ile bugünkü benzerleri arasında dağlar kadar fark var.
Bugün karşı karşıya kaldığımız fırsatçılar Ahilik teşkilatının yokluğundan kaynaklanıyor. 100 TL olan ürün bir gecede 130 TL oluyorsa buradaki fırsatçılık ahiliğin yokluğundan kaynaklanıyor. 50 liraya aldığı malı, zam gelecek diye daha pahalıya satmak için stoklamak Ahilik yokluğundan kaynaklanıyor. Bakın piyasa etkisi nedeniyle zam yapılması gereken ürünler bunlar müstesna, ancak bir anda bir ürün bir gecede yüzde 30-40-50 pahalı satılıyorsa bu fırsatçılıktır. Bunun adı zalimliktir, gözünü para kazanma hırsı bürümesidir, bu milleti çok affedersiniz inek gibi sağmaktır.
Ahilik sayesinde çocuk yaştan çıraklık eğitimine giren çocuk iyi bir meslek eğitimi alarak ustalaştığında ürünler kaliteli olurdu, peki bugün ürettiğimiz ürününü ne kadar kaliteli olduğunu iddia edebiliriz. Mesela Ahiliğin en güzel uygulamalarından birisi Gedik uygulamasıydı. Yani iş yeri açma izni. Bulunduğunuz yerde Ahi teşkilatı örneğin 5 ayakkabı dükkanı olacak denilirdi, altıncıya izin verilmez sayının üçe düşmesine de izin verilmezdi. Bu uygulamayla günde 100 tane mal üreteceksin, tanesini 50 liradan satacaksın. Ben günde 200 üreteyim tanesini 20’den satayım diyemezdiniz. Narh uygulaması vardı, karaborsacılığı önlerdi mesela bu uygulama. Bu uygulamayla taban-tavan fiyat belliydi, kimse 10 liralık malını 100’e satamazdı. Aklından bile geçirmezdi, her şey kontrol altındaydı. Fahiş fiyata sattığı zaman da iş yeri kapatılırdı, ağır cezalar verilirdi. Böylece durağan ekonominin de önüne geçilirdi. Peki aldığınız ayakkabı arızalı çıktı ve patladı. Esnaf o malı geri almıyorsa Ahiliğe şikayet ederdiniz, inceleme yapılır ve haksızlık tespit edilirsen o esnaf toplum içinde kötü duruma düşürülürdü.
Buna benzer Ahilik ve Lonca teşkilatının çok sayıda uygulamaları vardı. Üzerine sayfalarca kitaplar yazılan bir konuyu bizim buraya sıkıştırabilmemiz mümkün değil. İşte bugün böyle bir teşkilat yapısı olsaydı ya da Oda ve Meslek Kuruluşları bu ihtiyaca cevap verebilseydi, bu stokçular, karaborsacılar, fırsatçılar bu kadar rahat milletin ekonomisiyle oynayabilir miydi? Cevap açık ve net, kesinlikle yapamazlardı. Ve benim en çok merak ettiğim, yazıya başlık olarak da kullandığımız şekliyle, biz nasıl ahilikten zalimliğe geçiş yaptık?