Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Basın çalışanlarının haklarını düzenleyen 212 sayılı kanunun çıkarılmasını protesto eden Gazete patronlarının bu tavrına karşı bir araya gelerek “Basın” adıyla Gazete çıkaran emekçilerin bu kutsal vazifeyi yerine getirmesiyle basın tarihimize geçen bu anlamlı günü kutluyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bugünü bazı yerlerde Dünya Çalışan Gazeteciler Günü olarak anan isimler oluyor. Bugün sadece ülkemizde kutlanan ve Türkiye’deki Basın emekçilerini ilgilendiren anlamlı bir gün.
Tabi bu günü kutlarken genellikle şu ifadelere yer veriliyor. “Mesleğini onuruyla icra eden, tehdit, şantaj etmeden gerçek Gazetecilerin Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun.” Bu ifadenin kullanılması basın camiası gerçekten çok üzücü. Bir meslek neden böyle bir ifadeyle anılsın ki? Siz hiç duydunuz mu, bir manav için, market için, muhasebeci için, memur için, öğretmen için ya da başka bir meslek kolu için bu ifadelerin kullanıldığını. Mesleğini onuruyla icra edenlerin Öğretmenlerin günü kutlu olsun denildiğine ben hiç şahit olmadım.
Peki neden Gazetecilik için bu ifadeler kullanılıyor? Ne yazık ki buna sebep olan biz basın emekçileriyiz. Çünkü nerede bir baltaya sap olamamış, gerçek mesleğini layıkıyla yapamamış, kolay yoldan köşeyi dönmek isteyen kişi varsa mesleğin içine girmiş durumda. Hayatta selam dahi veremeyeceği Belediye Başkanı, Vali, Milletvekili, siyasetçi gibi isimlere istediği zaman ulaşan, hatta aynı masada yemek yeme fırsatına bu kişiler bu meslek sayesinde ulaşıyorlar. Etkileri belki çevrelerinde 3-5 kişidir ama kolay yoldan para kazanmak için, “Bak yazarım ha!” diyerek tehdit ve şantaj ederek para kazanan bu kişiler yüzünden ne yazık ki Gazeteciliğin özel günleri, “Mesleğini onuruyla yapan” şeklinde başlayan cümlelerle kutlanıyor. Mesleğimiz ne yazık ki öyle bir hale gelmiş ki, kimisi yazdıklarıyla değil, yazmadıklarıyla para kazanıyor ve servetine servet katıyor.
Geçmiş yılları görmediğimiz için mesleğin 20-30 önceki durumunu bilemeyiz ancak öyle sanıyorum ki gazetecilik herhalde hiç bu kadar kötü hale gelmemiştir. Bir tarafta mesleğin onurunu korumak için mücadele eden gerçek gazeteciler, bir tarafta gazetecilikten geçinenler…Öncelikle bizim bu kişileri kendi içimizden gerekir, toplumda bu kişileri ayırt ederek prim yaptırmamalı. Bu kişiler itibar görmezse emin olun Gazetecilik onurunu hep beraber kurtarabiliriz. Hele ki bunlardan gelen tehdit ve şantajlar onurlu gazetecilere iletilirse, kişilik hakları korunur ve bunlara prim verilmez. Sapla samanın ayırt edilmesi noktasında bizim de çatısı altında bulunduğumuz Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun ciddi bir çalışması var. Biz de yapılan bu çalışmaları destekliyor ve TGF’nin atacağı her adımın yanındayız.
Umarım onurlu bir meslek olan gazetecilik bu ayrık otlarından kurtarılarak, artık bu özel günlerimiz olumsuz ifadelerle anılmaz. Ne yazık ki aksi olmadığı sürece her gazeteci zan altında. Öte yandan Gebze Gazeteciler Cemiyetimiz 10 Ocak nedeniyle Gebze Center AVM’de Nostalji basın sergisi düzenledi. 8 Ocak’da yapılan açılış törenine güzel bir katılım vardı. Eski gazetelerin sayfalarına bakarken geçmişe doğru bir yolculuk yaptık ve Gazeteciliğin dünden bugüne gelişine şahitlik ettik. Üç gün boyunca açık kalan sergi bugün son buluyor. Hala vakit varken gitmeyenleri düzenlenen sergiyi görmeye davet ediyorum. Bu anlamlı sergide emeği geçen herkese ve GEGACE yönetimine teşekkür ederken, gerçek gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü tebrik ediyorum.
Tabi bu günü kutlarken genellikle şu ifadelere yer veriliyor. “Mesleğini onuruyla icra eden, tehdit, şantaj etmeden gerçek Gazetecilerin Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun.” Bu ifadenin kullanılması basın camiası gerçekten çok üzücü. Bir meslek neden böyle bir ifadeyle anılsın ki? Siz hiç duydunuz mu, bir manav için, market için, muhasebeci için, memur için, öğretmen için ya da başka bir meslek kolu için bu ifadelerin kullanıldığını. Mesleğini onuruyla icra edenlerin Öğretmenlerin günü kutlu olsun denildiğine ben hiç şahit olmadım.
Peki neden Gazetecilik için bu ifadeler kullanılıyor? Ne yazık ki buna sebep olan biz basın emekçileriyiz. Çünkü nerede bir baltaya sap olamamış, gerçek mesleğini layıkıyla yapamamış, kolay yoldan köşeyi dönmek isteyen kişi varsa mesleğin içine girmiş durumda. Hayatta selam dahi veremeyeceği Belediye Başkanı, Vali, Milletvekili, siyasetçi gibi isimlere istediği zaman ulaşan, hatta aynı masada yemek yeme fırsatına bu kişiler bu meslek sayesinde ulaşıyorlar. Etkileri belki çevrelerinde 3-5 kişidir ama kolay yoldan para kazanmak için, “Bak yazarım ha!” diyerek tehdit ve şantaj ederek para kazanan bu kişiler yüzünden ne yazık ki Gazeteciliğin özel günleri, “Mesleğini onuruyla yapan” şeklinde başlayan cümlelerle kutlanıyor. Mesleğimiz ne yazık ki öyle bir hale gelmiş ki, kimisi yazdıklarıyla değil, yazmadıklarıyla para kazanıyor ve servetine servet katıyor.
Geçmiş yılları görmediğimiz için mesleğin 20-30 önceki durumunu bilemeyiz ancak öyle sanıyorum ki gazetecilik herhalde hiç bu kadar kötü hale gelmemiştir. Bir tarafta mesleğin onurunu korumak için mücadele eden gerçek gazeteciler, bir tarafta gazetecilikten geçinenler…Öncelikle bizim bu kişileri kendi içimizden gerekir, toplumda bu kişileri ayırt ederek prim yaptırmamalı. Bu kişiler itibar görmezse emin olun Gazetecilik onurunu hep beraber kurtarabiliriz. Hele ki bunlardan gelen tehdit ve şantajlar onurlu gazetecilere iletilirse, kişilik hakları korunur ve bunlara prim verilmez. Sapla samanın ayırt edilmesi noktasında bizim de çatısı altında bulunduğumuz Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun ciddi bir çalışması var. Biz de yapılan bu çalışmaları destekliyor ve TGF’nin atacağı her adımın yanındayız.
Umarım onurlu bir meslek olan gazetecilik bu ayrık otlarından kurtarılarak, artık bu özel günlerimiz olumsuz ifadelerle anılmaz. Ne yazık ki aksi olmadığı sürece her gazeteci zan altında. Öte yandan Gebze Gazeteciler Cemiyetimiz 10 Ocak nedeniyle Gebze Center AVM’de Nostalji basın sergisi düzenledi. 8 Ocak’da yapılan açılış törenine güzel bir katılım vardı. Eski gazetelerin sayfalarına bakarken geçmişe doğru bir yolculuk yaptık ve Gazeteciliğin dünden bugüne gelişine şahitlik ettik. Üç gün boyunca açık kalan sergi bugün son buluyor. Hala vakit varken gitmeyenleri düzenlenen sergiyi görmeye davet ediyorum. Bu anlamlı sergide emeği geçen herkese ve GEGACE yönetimine teşekkür ederken, gerçek gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü tebrik ediyorum.