Sığınmacı karşıtı bir politika ile yola çıkan Zafer Partisi’nin Kocaeli İl Başkanı Vedat Çalık şok bir çıkışta bulundu. Çalık yaptığı açıklamada MHP Kocaeli eski İl Başkanı Aydın Ünlü’ye ait Tramvay Kafe’nin Suriyelilere verilmesini isteyerek şu ifadeleri kullandı: “2011 sonrasında ülkemize 9 milyon 200 bin sığınmacı gelmiştir. Bu sayı neredeyse Türkiye nüfusunun % 10'una eşittir. Bu sayının 6.8 milyonu kayıtlı Suriye vatandaşlarından, 1.5 milyona yakını ise kayıtsız Suriyelilerden oluşmaktadır. 900 bin sığınmacı ise Afgan, Iraklı, İranlı başta olmak üzere değişik ülkelerden gelmektedir. Söz konusu olan Türkiye’ye basit bir göç değil, Türkiye’nin demografik, kültürel ve sonuçta siyasal yapısını değiştirecek bir örtülü istila, bir kavimler göçüdür.
KİTLESEL GÖÇ SİLAHI
İngilizcesi ‘weapons of mass migration’ Türkçesi ‘kitlesel göç silahı’ diye bir kavramın uluslararası ilişkiler literatüründe yoğun olarak kullanılmaya başlandığı bir dönemde Suriye ve Orta Doğu’nun değişik bölgelerinden gelen kavimler göçünü ‘İnsani yardım politikası’ çerçevesinde görmek milli bir körlüğün çok ötesinde bir yanlıştır. Suriye’den kitlesel göç ile emperyalizm Orta Doğu’da Birinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan haritayı yeniden çizmeye çalışmaktadır. Orta Doğu’dan gerçekleşen bu kavimler göçüyle, Suriye’nin kuzeyi boşaltılarak Türkiye’ye nüfus aktarılmakta, Arap nüfusun boşalttığı alana ise bir PKK’istan kurulmaya çalışılmaktadır. Özetle, Suriyeli sığınmacılar meselesi bir muhacir-ensar meselesi değil, Türk ve Suriye halklarına karşı kurulmuş bir emperyalist komplodur.
İÇ SAVAŞIN BENZİN BİDONU OLACAKTIR
Suriyeli sığınmacılar onların düşünce ve iradelerinden bağımsız olarak Türkiye’de emperyalizmin müdahale edeceği bir gayri nizami harp zemini oluşturmaktadır. Diğer bir ifade ile Suriyeli sığınmacılar, Irak ve Suriye’de iç savaşlar ve müdahaleler ile Kürdistanlar ortaya çıkarıldıktan sonra Türkiye’den de bir Kürdistan için çıkarılması hedeflenen iç savaşın benzin bidonu olacaktır. Özetle, Suriyeli sığınmacılar vatanlarına geri dönmeleri hem Suriye hem Türkiye’ye karşı kurulmuş bir komplonun çöpe atılmasıdır. Bu bir tercih değil, Türkiye’nin ve Suriye’nin yaşamsal çıkarları açısından bir zorunluluktur.
DEVLETİN BEKASI DİYEREK…
Türk halkı birçok konuda ne yazık ki, ayrışmıştır. Erdoğan’ın geren, ayrıştıran hatta düşmanlaştıran politikaları milli birliğimizi zayıflatmıştır. Buna rağmen Türk Milleti hangi partiye oy verirse versin bir konuda hemfikirdir. Bu konu Suriyelilerin Suriye’de vatanlarına dönmesidir. Değişik çalışmalar Suriyelilerin vatanlarına dönmelerini isteyen Türklerin oranının yüzde 85 civarında olduğunu göstermektedir. Üstelik Suriyelilerin bir çoğu da anlatılan masalların aksine vatanlarına dönmeyi arzu etmektedirler. Devletin Bekası diyerek Saray Rejiminin kuyruğuna takılan ve bu doğrultuda politikalar üreten Milliyetçi Hareket Partisi, Suriyeli sığınmacıların gerçekleştirdiği örtülü istilayı tehdit olarak görmemektedir.
KIZDIRMAMAK İÇİN DEĞİLSE NE?
Zafer Partisi olarak sığınmacılar ile gerçekleştirilen vatanımızın örtülü işgalini adeta Bilal’e anlatır gibi aylardır tane tane anlatmakta kent ve ülke gündemine taşımaktayız. Ne yazık ki her iki cümlesinden biri Beka olan Milliyetçi Hareket Partisi ülkemizi işgal eden 10 milyon sığınmacıyı bir tehdit unsuru olarak görmemekte sığınmacıları beka sorunu olduğunu anlamak istememektedirler. Örtülü istilaya karşı Milliyetçi Hareket Partili ülküdaşlarımızın bu suskunlukları kuyruklarına takıldıkları Saray Rejimini kızdırmamak için değilse ya nedir?
ÖRTÜLÜ İŞGALE SESSİZ KALMAKTADIR
Milliyetçi Hareket Partisi, Suriyeli muhacirlere Ensar görevini yerine getirdiğini düşündüğü için mi örtülü işgale sessiz kalmaktadır? Eğer örtülü işgalcilere Ensarlık yapma misyonu Milliyetçi Hareket Partisi’nin yeni Ülküsü , Onuncu Işığı olduysa Tramvay kafeyi de Suriyeli sığınmacılara verin gitsin bizce hiç mahsuru yok.”
KİTLESEL GÖÇ SİLAHI
İngilizcesi ‘weapons of mass migration’ Türkçesi ‘kitlesel göç silahı’ diye bir kavramın uluslararası ilişkiler literatüründe yoğun olarak kullanılmaya başlandığı bir dönemde Suriye ve Orta Doğu’nun değişik bölgelerinden gelen kavimler göçünü ‘İnsani yardım politikası’ çerçevesinde görmek milli bir körlüğün çok ötesinde bir yanlıştır. Suriye’den kitlesel göç ile emperyalizm Orta Doğu’da Birinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan haritayı yeniden çizmeye çalışmaktadır. Orta Doğu’dan gerçekleşen bu kavimler göçüyle, Suriye’nin kuzeyi boşaltılarak Türkiye’ye nüfus aktarılmakta, Arap nüfusun boşalttığı alana ise bir PKK’istan kurulmaya çalışılmaktadır. Özetle, Suriyeli sığınmacılar meselesi bir muhacir-ensar meselesi değil, Türk ve Suriye halklarına karşı kurulmuş bir emperyalist komplodur.
İÇ SAVAŞIN BENZİN BİDONU OLACAKTIR
Suriyeli sığınmacılar onların düşünce ve iradelerinden bağımsız olarak Türkiye’de emperyalizmin müdahale edeceği bir gayri nizami harp zemini oluşturmaktadır. Diğer bir ifade ile Suriyeli sığınmacılar, Irak ve Suriye’de iç savaşlar ve müdahaleler ile Kürdistanlar ortaya çıkarıldıktan sonra Türkiye’den de bir Kürdistan için çıkarılması hedeflenen iç savaşın benzin bidonu olacaktır. Özetle, Suriyeli sığınmacılar vatanlarına geri dönmeleri hem Suriye hem Türkiye’ye karşı kurulmuş bir komplonun çöpe atılmasıdır. Bu bir tercih değil, Türkiye’nin ve Suriye’nin yaşamsal çıkarları açısından bir zorunluluktur.
DEVLETİN BEKASI DİYEREK…
Türk halkı birçok konuda ne yazık ki, ayrışmıştır. Erdoğan’ın geren, ayrıştıran hatta düşmanlaştıran politikaları milli birliğimizi zayıflatmıştır. Buna rağmen Türk Milleti hangi partiye oy verirse versin bir konuda hemfikirdir. Bu konu Suriyelilerin Suriye’de vatanlarına dönmesidir. Değişik çalışmalar Suriyelilerin vatanlarına dönmelerini isteyen Türklerin oranının yüzde 85 civarında olduğunu göstermektedir. Üstelik Suriyelilerin bir çoğu da anlatılan masalların aksine vatanlarına dönmeyi arzu etmektedirler. Devletin Bekası diyerek Saray Rejiminin kuyruğuna takılan ve bu doğrultuda politikalar üreten Milliyetçi Hareket Partisi, Suriyeli sığınmacıların gerçekleştirdiği örtülü istilayı tehdit olarak görmemektedir.
KIZDIRMAMAK İÇİN DEĞİLSE NE?
Zafer Partisi olarak sığınmacılar ile gerçekleştirilen vatanımızın örtülü işgalini adeta Bilal’e anlatır gibi aylardır tane tane anlatmakta kent ve ülke gündemine taşımaktayız. Ne yazık ki her iki cümlesinden biri Beka olan Milliyetçi Hareket Partisi ülkemizi işgal eden 10 milyon sığınmacıyı bir tehdit unsuru olarak görmemekte sığınmacıları beka sorunu olduğunu anlamak istememektedirler. Örtülü istilaya karşı Milliyetçi Hareket Partili ülküdaşlarımızın bu suskunlukları kuyruklarına takıldıkları Saray Rejimini kızdırmamak için değilse ya nedir?
ÖRTÜLÜ İŞGALE SESSİZ KALMAKTADIR
Milliyetçi Hareket Partisi, Suriyeli muhacirlere Ensar görevini yerine getirdiğini düşündüğü için mi örtülü işgale sessiz kalmaktadır? Eğer örtülü işgalcilere Ensarlık yapma misyonu Milliyetçi Hareket Partisi’nin yeni Ülküsü , Onuncu Işığı olduysa Tramvay kafeyi de Suriyeli sığınmacılara verin gitsin bizce hiç mahsuru yok.”