Su kaynakları önceliğimiz olmalı
Orhan Balcı
Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nı geride bıraktık.
Ramazan Bayramı’na göre daha farklı olan, daha telaşlı olan, kurban kesimi ibadetlerinin yapılması nedeniyle de kanlı bayram olarak ta değerlendiren Kurban Bayramı’nda, maddi olanağı olanlar kurban ibadetini ve dağıtımını yerine getirdi. Allah kabul etsin.
Kurban ibadetini yerine getirenlerin dinimize göre,
Etlerin üçte birini kendisine,
Üçte birini dost ve akrabalarına,
Üçte birini ise yardıma muhtaç olanlara dağıtması gerekiyor.
Umarım kurban kesenler bunu yerine getirmişlerdir.
Bayramların dostluk kardeşlik barış içinde yaşamak olduğunu öngörüsünden yola çıktığımızda ne yazık ki bayram öncesinden başlayan siyasi demeçler, özellikle İzmit özelinde devam etti.
Cumhur İttifakı içinde yer alan siyasi partilerin İzmit Belediyesi’ne yönelik kurban satışı yeri, kurban atıklarının toplanmaması gibi eleştirilerini yapanların, aktif siyasi parti üyesi olduklarının ortaya çıkasıyla farklı bir süreç yaşanmaya başladı.
Cumhur İttifakı üyesi siyasi partilerle, İzmit Belediyesi arasındaki tartışma süreci, yapılan açıklamalar kent kamuoyunda normal olarak değerlendirilmiyor.
Halkımız laf değil her iki taraftan da hizmet üretilmesini bekliyor.
Bayram coşkusu, bayramdaki siyasi çekişmelerin yaşandığı süreçte yapılması gereken bir çok çalışma önümüzde net bir şekilde duruyor.
Dini bayramlarımız 2025 yılı için geride kalırken, haziran ayının ilk 10 günü tamamlandı.
Zaman adeta su gibi akıp geçerken,
Önümüzdeki yaz ayları her açıdan hepimiz adına zorlu geçecek gibi görünüyor.
Özellikle tüm dünyada önümüzdeki yıllarda büyük ihtiyaç duyulacak olan temiz su konusunda somut adımlar atılması gerekiyor.
İklim değişikliği, kuraklık ve kontrolsüz yeraltı suyu kullanımı üzerinde çalışma yapılması gereken başlıklar olarak öne çıkıyor.
Yaz aylarının çok sıcak geçeceği, kuraklık yaşanacağı, konusunda meteoroloji uyarıda bulunurken özellikle su konusunda hepimizi zor bir süreç bekliyor.
O nedenle elinizden geldiği kadar suyu kullanımımıza çok dikkat etmeliyiz.
İdareli kullanmaya çalışmalıyız.
Bu bize düşen durum,
Peki bizi yönetenler ne yapmalı?
Öncelikle yer altı sularının boşa ve plansız kullanılmasını önlemek zorundalar.
Yeraltı su kaynaklarını toplayacak ve sağlıklı bir kullanıma girmesi içinde çalışma yapmalılar.
Bu çalışmanın hangi düzeyde ve hangi projelerle olacağını, konusunda uzman olan bilim insanlarıyla birlikte hareket ederek belirlemeliler ve harekete geçmeliler.
Bu konuda Kocaeli Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nden Araştırma Görevlisi Dr. Özge Can Ataş, yeraltı su kaynaklarının kullanımı konusunda, Konya ovasını örnek göstererek önlem alınması önerisini dile getiriyor.
Ataş, yaptığı bilimsel araştırma sonrasında, “Yağış ve buharlaşma arasındaki denge bozulduğu zaman tüm bu hidrolojik dengede bozuluyor. küresel iklim değişikliğine bağlı olarak özellikle kar yağışlarının azalmasıyla beraber, yüzey suyu ve yeraltı suyu kütlelerinin miktarında azalmaya sebep olmuştur" değerlendirmesinde bulunuyor.
Konya Ovası'nda meydana gelen obrukların geri döndürülemeyeceğine dikkat çeken Ataş, kuyulardan çekilen yeraltı sularının kontrolsüz kullanımı bir çok sorunu beraberinde getirdiği unutulmamalı ve Konya gibi olmak istemiyorsak başka Kocaeli olmak üzere ülkemizin her yerinde yeraltı suları için önlem almalıyız uyarısını öne çıkartıyor.
Siyasiler birbirlerini suçlayıcı demeçler verip didişeceklerine bu konuda birlikte çalışma gerçekleştirip geleceğe yönelik önemli bir adım atabilir.
Çünkü,
İlimizde bulunan
Yuvacık Barajı,
Namazgah Barajı,
Su toplanmaya başlanan İhsaniye Barajı,
Sıkıştığımızda su aldığımız Sapanca Gölü,
Yeraltındaki su kaynaklarından besleniyor.
O kaynakların doğru besleme yapmasını sağlayamazsak gelecekte çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalırız.