Türkiye’nin son 10 yıldaki en büyük ilerleme kaydettiği konu hiç kuşkusuz İnsansız Hava araçları. Kötü komşu insanı ev sahibi yapar misali, İsrail’in zamanında Türkiye’ye vermediği Heronlar nedeniyle, devletimiz yerli İHA çalışmaları başlatmış ve Bayraktar Ailesi’nin girişimleriyle Türkiye kendine ait İnsansız hava aracı olan ülkeler arasına girmişti. Hatta bu konuda o kadar ileri gittik ki, İHA’yı silahlı hale getirdik ve SİHA’larımız yüzde 100 başarı oranıyla görevlerini ifa ediyor.
Türkiye İHA ve SİHA konusunda dünyada artık sözü geçen bir marka. Yerli İHA ve SİHA’larımız terör örgütünün korkulu rüyası, sınır boylarının en büyük gözetçisi. Bu konuda başarımız o kadar tescillendi ki, Azerbaycan 30 yıllık Dağlık Karabağ işgaline son verip, Ermenilere hayatının tokadını atarken, Türkiye’nin İHA ve SİHA’larıyla bunu başardı. Ukrayna aylardır Rus işgaline karşı direnirken, en büyük yardımcıları yine Türkiye’den satın aldığı İHA ve SİHA’lar.
Aslında İHA ve SİHA’larımızı çok fazla övmeye gerekte yok. Çünkü taraflı tarafsız herkes Türkiye’nin bu başarısını takdir ediyor, yalnızca Emperyalist güçlerin içimizdeki uzantısı terör yandaşları bunlardan rahatsız. Onları rahatsız etmeye, tatlı uykularını kaçırmaya devam edeceğiz. Türkiye’ye kazandırdıkları bu marka değer ve ülke savunma sanayine katkılarından dolayı Bayraktar Ailesi’ne ne kadar teşekkür etsek azdır.
İHA çalışmalarının başarıya ulaştığı başka bir yer hemen yanı başımızda bulunan, Gebze Teknik Üniversitesi içerisinde yer alan Teknopark oldu. GTÜ Teknopark’da üretilen Jackal, bütün testleri başarıyla geçince ilk ihracatını İngiltere’ye gerçekleştirdi. Yüzde yüz yerli üretim olan bu başarısından dolayı GTÜ ve Teknopark Ailesini, üretici firmayı tebrik ediyorum. Ancak burada eleştirmem gereken nadide bir nokta var ki, umarım bundan sonraki çalışmalarda dikkat edilir.
Jackal’ı üreten firmayı gerçekten tüm samimiyetimle tebrik ediyorum ancak verilen bu isme kafam takıldı. Tamam belki Uluslararası bir marka değeri düşünmüş olabilirsiniz ancak neden yerli bir üretime İngilizce isim verme gereği duydunuz. Yerli üretime ecnebi isim bence hiç yakışmadı. Jackal yani Türkçe ifadesiyle Çakal demenin neresi yanlış? İlla Uluslararası bir marka değer katmak istiyorsanız adını Gebze koyabilirdiniz veyahut GTÜ. Yani Türkçe bir isim olsa, dilimize sahip çıksak, markalarımızı dünyaya kendi dilimizle pazarlasak kötü olur mu?
Hiç gördünüz mü bir İngiliz, ABD, Alman’ın bir ürüne Türkçe isim verdiğini. Hadi bırakın Türkçeyi farklı bir dilde isimlendirdiklerini gördünüz mü? Selçuk bayraktar yaptığı İHA’lara Anka, Cezeri, Bayraktar gibi isimler verirken, İngilizce isim veremez miydi? Siz İngilizce isim verirken Selçuk bayraktar’ın aklı o kadar çalışmadı mı?
Tekrar bu başarılı girişiminiz ve ihracata katkınızdan dolayı sizleri ve tüm çalışma ekibini kutluyorum, ancak yeni yapılacak çalışmalarda lütfen kendi dilimize ve isimlerimize sahip çıkalım. Dünya semalarında yerli üretim “Jackal” değil de “Gebze” uçsun diliyorum.