8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bir döneme “Benim memurum işini bilir” sözüyle damga vurmuştu. Bu cümle kullanıldığı dönemde ve takip eden yıllarda uzun süre konuşulmuştu. Özal memur maaş zammının 2 ay gecikmeli olarak verileceği ifade edilen bir dönemde bu cümleyi kurarak ne demek istemişti? Yıllarca bu konu tartışılıp duruldu…
Özal’dan sonra bu ülke 4 Cumhurbaşkanı, sayısız Hükümet ve Başbakan gördü. Herhalde bu süreçte “Benim memurum” mantığını en çok yürüten Hükümet bu iktidardır. Memurunu koruyup kollamak için her fırsatta elini taşın altına koyan iktidar, konu dar gelirli, asgari ücretli, işçi ve Bağkur emeklisi olunca konuya uzak kalıyor.
Memur statüsü içerisinde canla başla görev yapan Polis, Asker, Jandarma, sağlık çalışanı, savunma sanayi başta olmak üzere, tatil nedir bilmeyen, hakları sınırlı olan kesimlere hiçbir sözüm yok. Onların maaşı ne kadar yüksek olursa olsun verdikleri emeğin yanında hiçbir şey. Ancak bir de hayatı 08.00-17.00 mesaiden ibaret olan, cumartesi Pazar tatil yapan, senede 1 ay yıllık izni olan, mesai saatinden sonra dünya yansa umurunda olmayan, bayramlarda 9 gün tatil yapan, kar yağınca, sel olunca, kuş uçunca tatili olan bir kesim var ki hayat onlara güzel.
Bu ülkenin yarısından fazlası geçimini asgari ücretle sağlıyor. Büyük bir kısmı da bunun ya çok az üstünde alıyor, ya da asgariyi bile alamıyor. Uçup giden enflasyon karşısında maaşlar erirken, 4250 TL anlamını yitirirken, en düşük 7-8 bin TL alan memur şimdi en az yüzde 40 enflasyon farkına hazırlanıyor.
Memurun masada hakkını savunanları var. Memura sürekli 9 gün tatil veren, maaş zammını en az yüzde 40 düşünen hükümeti var. Peki, dar gelirlinin kimi var. Memurunu kollayan iktidar, dar gelirli vatandaşını neden düşünmez. Bu hak mı? Şimdi en düşük maaşı 9500-10 bin TL civarına gelecek. Asgari ücret için konuşulan rakam ise 5 bin TL civarında. Ki bu rakam da enflasyonun altında bir rakam. Memura en az yüzde 40 düşünen hükümetin aklında asgari ücret için yüzde 20 var. Bu adalet mi? Memur ile işçi kesimi arasında açılan bu fark insan haklarına sığar mı?
Dar gelirlilerin, yoksulların, çaresizlerin oylarıyla gelen bir iktidarın, milyonlarca insanı görmezden gelerek sadece kendini memurunu enflasyona ezdirmemesi kabul edilir değil. Ben burada yukarıda saydığım gibi asker, polis, sağlık çalışanı gibi kesimleri hariç tutuyorum. Ama hayata bakışı 8-5’den ibaret olanlarla, asgari ücretli arasındaki makasın açılması hak değil. Memur bayramda 9 gün tatil yapacak, işçi ise en fazla 2 gün tatil yapıp, kurbanını kesip, daha sonra mesaiye kaldığı yerden devam edecek. Üstelik fazla mesai ücreti hakkını alacak mı o da belli değil…
Hele ki en düşük emekli maaşını 3500 Bin TL olmasını lütuf gibi sunmak hak ve hukukla bağdaşmaz. En düşük emekli maaşının asgari ücretten bir kuruş dahi aşağı olmaması lazım. İkinci bir iş yapacak gücü olmayan bu insanlar ne yapacak, sefalet içinde ölüp gitsin mi istiyorsunuz? Bu hükümet ne zaman işçinin, emeklinin de iktidarı olacak merak ediyorum. Evet bu Hükümet memurunun işini bilir de işçinin, emeklinin hakkını kim bilir zamanla göreceğiz.