Neresindeyiz yaşamın? Şu dakika olmak istediğimiz yerde miyiz? Kim var yanımızda yoksa kendimizden de bir haber miyiz?
Sahi biz kimiz? Hayattan neler bekleriz ? Yarının telaşında , geçmişin acısında debelenirken bügünümüze ihanet ederiz.
Zor olanı sever , kolay olanı tercih ederiz. İşler sarpa sarınca isyana başlarız ; her işte bir hayır ararız...
Hayatımızın bir bölümünde belirsizlikler yaşadığımız ve kontrolün tamamının bizde olmadığı konusunda hemfikir olduğumuzu duyar gibiyim.
Hedeflerimize , tercihlerimize , hayallerimize ve değerlerimize göre yaşamımızı şekillendirmeye çalışıyoruz. Çoğu zaman bu noktada içimizden gelmediği halde kalp kırmamak için , yapmamız gereken önemli işler varken iyi izlenim yaratmayı düşündüğümüz birileri için , kaybetmekten korktuğumuz yakınlarımız için ve çevremize bencil görünmemek için tüketiyoruz ‘EVET’lerimizi...
Kendimizi tanımadan , nelerden mutlu olduğumuzu anlamadan , başkalarının mutluluklarını öncelikli hale getiriyoruz. Zamanı yetiştirememeye başlıyoruz , stres altında hissedebiliyoruz , enerjimizi boşa tüketiyoruz , kronik hastalıklar ediniyor ve tükenmişlik sendromlarına yakalanıyoruz. İlişkilerimizde hep veren kişi konumuna düşüp , hayal kırıklıkları yaşıyoruz.
Bu durumu değiştirebilir miyiz ? Kolay olacağını söyleyen olmasa da imkansız olmadığını belirten uzmanlar mevcut. Yola kendimizi analiz ederek çıkalım. Olaylardan kişileri ayrıştıralım , tamamen duygularımızla değil ; mantığımızı da dahil ederek verelim cevaplarımızı. Ufak bir fayda analizi yapmak da fena fikir gibi durmuyor. Tabii sonrasında kararımızın arkasında durup , sorumluluğunu da alalım...
Bugün de kendime bir hayrım dokunsun ne çıkar? Doğrudan hayır diyemiyorsak alternatif cümleler de tercih edebiliriz. Hem ne söylediğimizden çok nasıl söylediğimiz önemli değil midir?
Tüm insanlara eşit olarak verilen tek şeydir zaman. Satın alınamayan ve yenilenemeyen tek kaynaktır. Kim için hangi durumlar için tükettiğimize dikkat edelim...
Akıp giden zamana dur diyemeyen Kıraçlardan , zamanı tutamayan Kenanlardan , geçip giden zamanları bir yerlerde bulmayı uman Mirkelamlardan olmayalım... Gelmiyorsa içten bir evet ; net olalım ki sonra olayı hayra yormayalım...
Hayır demenin öyle bir gücü var ki keşke diyebilsek...