12 Ekim Pazartesi günü çınarımızı, nefesimi babamızı kaybetmiştik…
Her şey normal giderken, bir telefonla dünyam değişti.
‘’Babam kalp krizi geçirdi ‘’
O gelen telefondan sonra eve gittiğim de kapı kalabalık ve herkes ağlıyor.
Ben her şeyden habersiz babamın hastaneden çıkıp eve geleceğini bekliyorum.
Bir yandan da neden bu kadar insan geldi, ağlıyor diye düşünüyorum…
Saatler geçmek bilmiyor babamı bekliyoruz.
Babam eve gelecek ben iyiyim üzülmeyin. ‘’Sizin babanıza bir şey olmaz demesini bekliyorum’’.
Saatler sonra babamın dünyaya göz yumduğunu şu cümleyle öğrendim, ‘’Kemal öldü çocuklara söyleyin cenaze kapının önüne gelince şok yaşamasınlar ‘’…
O an yaşadıklarımı cümlelere dökmek çok zor…
Kapıdan içeri güçlü bir kadın girdi. Annem bizi görünce göz yaşlarını silerek, ‘’ Babanızı size getiremedim ‘’…. Bu cümledeki acının tarifi yok.
Bursa’da Ulu Cami’de sabah namazını kıldıktan çayını yudumladıktan sonra geçirdiği kalp krizinden dolayı gözlerini dünyaya yumdu.
Durumdan bir haber babamın sadece kalp krizi geçirmiş eve yürüyerek geleceğini sanarken babam tabutla geldi.
65 Yaşına kadar evlatları için çalışan çabalayan koca yürekli, güçlü babam kalp krizine yenik düştü…
Benim babam soğuk sevmez sıcağı seven biriydi ama cansız bedeniyle bir gün morgda bekledi.
Babam bizim yanımıza geleceğini beklerken biz babamızın soğumuş yüzünü görmeye gittik…
Babamın yüz ifadesi hep serttir ama cansız bedeniyle sanki bize tebessüm ediyordu.
Ne kadar da zormuş sevdiğin yaşama sebebim dediğin insanı toprağa koyup, her şeyin anlamsızlaştığı hayata devam edebilmek.
Artık zora düştüğüm de yanına gidebileceğim, özel günlerde arayabileceğim elini öpüp sarılacağım babam yok.
Artık sadece toprağına , mezar taşına dokunabileceğim.
Dünyanın en büyük acısını yaşarken bir yandan da bizi bir nebze de iyi yapan şeyler vardı.
Herkes tarafından sevilmesi ve çok iyi insan, bizim yardımımıza koşmuştu, şerefli, mükemmel insandı diye anılması…
Bizi her zaman gururlandıran babam…
Benim babam güçlü adamdı...Benim babam yufka yürekliydi…
Benim babam yardımseverdi…
Benim babam dağdı…
Benim babam onurluydu…
Mezarı başında Kuran-ı Kerim okurken burnuma gelen o güzel koku ile okumayı bırakarak, içime kokuyu çektim.
Çevreden veya psikolojik olduğunu düşündüm.
Gece koku ile ilgili araştırma yaptım.
Herkesin tanıdığı Nihat Hatipoğlu’nun da babasının mezarı başında aldığı kokuyla alakalı sohbetini dinledim.
‘’Ölüler ziyaret eden yakınını görüyormuş ama cevabını güzel kokuyla veriyormuş ‘’
Ve bende bu güzel kokuyu babamın mezarında aldım.
Ertesi günü mezarı başına güçlü gittim. Ve orada söz verdim senin gibi her şeye göğüs gerip güçlü yaşayacağım.
Ben ve kardeşlerim babamız gibi hayatımızı onurlu ve güçlü yaşamaya ona adına yakışır yaşamaya söz verdik.
Çünkü biz güçlü babanın güçlü evlatlarıyız…
Sağlık ve Sevgiyle kalın.