Merhaba değerli okurlar,

Kocaeli denince akla gelen bir sürü farklı nokta vardır.

Sanayi şehri, üretim şehri, yeşil şehir vb…

Kar yağınca Kartepe’si,

Yaz gelince Kandıra’sı,

Bahar gelince tüm ilçeleri deniz kenarı olduğu için akla gelmektedir.

Ama ayrıca üzücü bir anı olarak da 1999 yılı. Yaşayanlar bilir, Allah bir daha da yaşatmasın ama maalesef yazımızın başlığı gibi “Kaçınılmaz Son”.

Son dönemlerde Ege Denizinde olan depremleri hepimiz duymuşuzdur ve hepimiz acaba bahsedilen büyük deprem geliyor mu diye düşünmüşüzdür.

Türkiye’mizin yetiştirdiği çok değerli bilim insanlarımız zaten bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları yaptılar. Bundan sonra yapılması gerekenler ile ilgili aylardır hatta yıllardır çok güzel bilgiler aktarıyorlar.

Ben de naçizane bugün sizlere depremin oluşumundan bahsetmek istiyorum.

Depremler, yer kabuğundaki fay hatları boyunca meydana gelen ani enerji boşalmaları sonucu oluşur. Yer kabuğu tektonik plakalardan oluşmaktadır. Bu tektonik plakalar hareket edince de depremler meydana gelmektedir.

Genel olarak bakıldığında 3 çeşit deprem vardır. Tektonik, volkanik ve çöküntü.

Türkiye, Alp-Himalaya Deprem Kuşağında bulunduğu için dünyanın en aktif tektonik bölgelerinden biridir.

Ülkemizde ise 3 ana fay hattı bulunmaktadır.

Kuzen Anadolu Fay Hattı, ki bu en büyük ve en tehlikeli olan fay hattıdır. 1939 Erzincan depremi, 1999 Gölcük ve Düzce depremleri bu fay içindeki plakaların hareketi sonucu oluşmuştur.

Doğu Anadolu Fay Hattı, Hatay’dan Erzincan’a kadar uzanır. 2020 Elazığ depremi ve 2023 Kahramanmaraş depremi bu fay sebebiyle oluşmuştur.

Son olarak ise Batı Anadolu Fay Hattı, Ege Bölgesinde bulunan hattır ve en fazla küçük ve orta şiddetli deprem üreten bölgedir. 1955 Söke, 1970 Gediz ve 1995 Dinar depremleri bu fay sonucunda oluşmuştur.

Aynı zamanda yer altında ki fay hatları da farklı hareketler sonucu deprem oluştururlar.

Mesela iki plaka çarpışınca büyük miktarda basınç meydan gelir ve deprem olur. Ama illa çarpışmasına gerek yok birbirinden uzaklaşan plakalarda yeni kabuk oluşmasına sebep olur ve bu da bir deprem çeşidini meydan getirir.

Bir diğerinde ise plakalar birbirine paralel olarak hareket eder ve bu hareket sonucunda da büyük depremler meydana gelebilir.

Sonuç olarak depremlerin nasıl oluştuğunu biliyorduk şimdi pekiştirmiş olduk.

Son yıllarda beklenen depreme hazırlıklı olmak zorundayız. Ne yapabiliriz derseniz inanın ben de bilmiyorum.

Vatandaş olarak yapabileceklerimizden biri çocukluğumuzdan beri bizlere öğretilen “Deprem Çantası”nı hazırda bulundurmak. ( en temel olarak su, konserve gıda, düdük, fener. Daha detaylı olarak internetten öğrenebilirsiniz.)

İkincisi evimizin depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmek ve gerekli önlemlerin alınması için çalışmalara başlamak. Ki depreme dayanıklı değil ise ne yapabiliriz dediğinizi duyar gibiyim…

Bir diğeri de yöneticilerden gerekli önlemleri alınmasını talep etmek ve bunun için ısrar etmek.

Bence birinci seçenek daha olası…

Son olarak 6 Şubat 2023 depreminde büyük ihmaller sonucu hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, geride kalan ailelerine de Allah sabırlar diliyorum.

Sağlıklı, mutlu ve huzurlu haftalar dilerim.

"Bir binanın sağlamlığı, yalnızca mühendislik hesaplarından değil, onu inşa edenlerin vicdanından da gelir." Mimar Sinan