Benzersiz kimlik
Adil Tarık Özkurt
Merhaba değerli okurlar,
Her insan birbirinden farklıdır. Düşünce yapısı, vücut yapısı, konuşma yapısı ve yaşam tarzı.
Saç rengimiz, göz rengimiz, boyumuz, posumuz her biri birbirinden farklı.
Bu farklılıklar bazen bizleri zorlasa da yeni fikirleri öğrenmek ve yeni kişilikleri tanımak için oldukça önemlidir.
Tabi şöyle bir sözde var.
“İnsan, insana benzer”
Bazen yolda yürürken bir tanıdığımıza çok aşırı benzeyen birilerini görürüz. Sanki tanıdığımız kişiymiş gibi yanına gidip konuşmak isteriz ama aslında o aynı kişi değildir.
Her şeyiyle birbirine benzer.
Ama her insanda farklı olan bir şey vardır.
“Parmak izi”.
Parmağımızın ucundaki oval şeklindeki halkalar annelerimizin rahminde oluşmaya başlarlar. Hamileliğin 10. İle 16. haftaları arasında parmak uçlarında derinin alt katmanlarında gelişmeye başlarlar.
Bu süreçte oluşan kabarıklıklar ve kıvrımlar, hayatımız boyunca bizi tanımlayacak olan şahsımıza münhasır parmak izlerimizi belirlerler.
Ayrıca devletlerin kimliğimizi kayıt altına alabilmesindeki en önemli faktör. Kimlik ve pasaport alırken ilk olarak bizden istenen şeylerden biri.
Parmak izleri kimlik tespiti amacıyla 19.yüzyılın sonlarına doğru kullanılmaya başlanmıştır.
1686 yılında İtalyan anatomist Marcello Malpighi parmak izlerinin farklı desenlere sahip olduğunu fark eden ilk bilim insanıdır.
1823 yılında Çek anatomist Jan Evangelista Purkyne, parmak izi desenlerini sınıflandırdı ama yine de daha adli olaylarda kullanılmaya başlanmamıştı.
1880 yılında Henry Faulds, Japonya’da çalışırken parmak izlerinin suçluları belirlemek için kullanılabileceğini ilk kez önerdi ve bu konuda da bir makale yayımladı.
1892 yılında Francis Galton, parmak izi analizinin temellerini atan bilimsel çalışmasını yayımladı.
Aynı yıl Juan Vucetich adlı Arjantinli polis memuru, bir cinayet soruşturmasında ilk kez parmak izi ile suçluyu belirledi. Bu, parmak izinin ilk adli kullanımı olarak kabul edilir.
1901 yılına gelindiğinde ise Scotland Yard, parmak izini kimlik tespiti için resmi olarak kullanmaya başladı.
Bu süreçlerin sonucunda geldiğimiz noktada artık tüm Dünya insanları kolaylıkla kayıt altına alınabilmektedir.
Düşünsenize yaklaşık 8 milyar insanda ortak saç rengi, göz rengi, boy, kilo vb. şeyler bulunabilirken, parmak izi aynı olan iki kişi yoktur.
İşin bir diğer ilginç kısmı da şu, parmak izini belirleyen sadece genetik benzerlik değildir.
Anne rahmindeki en ufak farklılık bile bu desenleri etkilemektedir. Rahimde nasıl durduğun, rahim içindeki sıvının yoğunluğu ve basıncı. Hatta anne karnındayken parmağımızı nereye dokundurduğumuz bile bunu etkilemektedir.
Aynı rahimde duran tek yumurta ikizlerinin bile parmak izleri aynı olmamaktadır.
Ömrünüz boyunca her şeyinizi değiştirebilirsiniz. Yaşam tarzınızı, saçınızı, kilonuzu, hatta lens takarak göz renginizi bile değiştirebilirsiniz.
Ama bir tek şeyi asla değiştiremezsiniz: Parmak izinizi. Çünkü o, sizin doğuştan gelen ve ömür boyu taşıyacağınız en sessiz kimliğinizdir.
“Zekâ, değişime uyum sağlama yeteneğidir” Stephen Hawking
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu haftalar dilerim.