Merhaba değerli okurlar,

Köşe yazıma öncelikle 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’ni bizlere yaşatan ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK ve tüm silah arkadaşlarını anarak başlamak istiyorum. Mekanları cennet olsun…

Telefonların olmadığı bir dünya düşünülemez hale geldi çünkü elimiz ayağımız oldu. Gündemi bile artık telefonlardan takip ediyoruz.

Son günlerde teknoloji köşelerinde sürekli internet hızından, Dünya’da 5G teknolojisinin gelişmesinden bahsediliyor. Peki 4G neydi? Hepimiz telefonumuz sağ üst köşesine baktığımızda LTE, 4G ve 5G gibi yazılar görüyoruz. Bunların ne olduğunu ve ne zaman hayatımıza girdiğini biliyor muyuz?

Bu hafta biraz bunlardan bahsedelim.

Mobil iletişim teknolojileri zamanla bilimin gelişimiyle birlikte daha hızlı ve daha güvenilir hale gelmiştir.

Öncelikle “G” diye yazılan şey “Generation” yani “Nesil” demek.

İlk olarak 1980’lerin başında 1G teknolojisi ortaya çıktı. Bu teknoloji analog ses iletişimine dayalı ilk mobil ağ teknolojisiydi.

Yalnızca sesli arama yapılabiliyordu ama bu aramaların kaliteleri çok kötüyüdü ve sürekli kopmalar yaşanıyordu. Şimdi ki gibi veri aktarımı ( fotoğraf, video, belge vb. ) yapılamıyordu.

1991 yılında 2G teknolojisi hayatımıza girdi ve dijital iletişim başladı. SMS ler ve MMS ler hayatımıza girmeye başladı. Şifreleme sistemi geldi ve daha güvenli iletişim sağlanmaya başladı.

GPRS ile birlikte veri transferi yapılmaya başlandı ama çok sınırlıydı. (GPRS teknolojisini 3 hafta önceki köşe yazımda anlatmıştım merak edenler bakabilirler.)

Yıllar 2001’i gösterdiğinde artık 3G teknolojisi hayatımıza girmişti. Artık mobil internet yaygınlaşmaya başlamıştı. Video aramalar, e-postalar ve mobil tarayıcılar hayatımıza girmeye başladı.

2009’da 4G teknolojisi geldi.

LTE ( Long Term Evolution ) ile daha hızlı internet ve daha düşük gecikme süresi sağlandı. HD videolar, online oyunlar ve bulut hizmetleri desteklenmeye başlandı.

2015 yılında ise 4.5G teknolojisi hayatımıza girdi. 4G’nin daha hızlı ve gelişmiş versiyonuydu. Carrier Aggregation (Taşıyıcı Birleştirme) teknolojisiyle birden fazla frekans bandını birleştirerek hız artırılır.

2019’dan günümüze kadar olan süreçte ise 5G teknolojisine geçişimiz başladı.

Milisaniyeler seviyesinde gecikmeler ile veri aktarımı başladı. Ki bu düşük gecikmeler otonom araçlar, yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT) ve arttırılmış gerçeklik (AR) kullanımı ve gelişimi için çok önemliydi.

6G teknolojisine ise 2030 yılında ulaşılması hedefleniyor. Saniyede 1 Terabit hız ve daha geniş bant aralığı öngörülüyor.

Bu teknoloji ile akıllı şehirler ve gerçek zamanlı veri işleme daha etkin hale gelecek. Düşük gecikme süreleri dolayısıyla gerçek zamanlı hologramlar ve arttırılmış gerçeklik uygulamaları hız kazanacak. Bu sayede de sanal toplantılar fiziksel toplantıların yerini alacak.

Yani 6G insan ve makine etkileşmesinde yeni bir seviyeye ulaşacak.

İşte böyle kısaca G nedir ve teknolojisi ne getiri sağlar ondan bahsetmiş olduk.

Ayrıca bu hafta benim ve ailem için ayrıca önemli bir gün 19 Mart oğlumuzun doğum günü. Ona da eşimle birlikte buradan bir anı bırakmak isteriz izninizle.

Vatanına ve milletine faydalı, sağlıklı, mutlu, başarılı, huzurlu ve uzun bir ömrün olsun.

Doğum günün kutlu olsun oğlum, iyi ki varsın…

Sağlıklı, mutlu ve huzurlu haftalar dilerim.