Evrensel Gazetesi'nin haberine göre Gebze’de 2020 yılında kurulan Nelteks firması medikal alandan otomotive, mobilya ve yataktan hijyen ürünlerine inşaattan tarım ve seracılığa kadar çok farklı alanlarda kullanılan “Spunbond Nonwoven” denen malzeme üretiyor. Bu, sıcak presle birbirine bağlanan uzun liflerden yapılmış kumaş benzeri bir malzeme. Firma, sanayiye yönelik üretimlerin yanı sıra yine bünyesindeki konfeksiyon atölyesi ile bu malzemeden üretilmiş özel tasarım ürünler de geliştiriyor. İşçilerine “3 yıllık siparişimiz var, çok çalışacağız, çok kazanacağız, hep birlikte büyüyeceğiz” diyen patron, işçiler kötü çalışma koşullarına karşı Tez Koop-İş’te örgütlenmeye başlayınca, küçülmeden ve fabrikanın kapanmasından bahsetmeye başladı.
Nelteks işçileri hem Nelteks’ten hem de asıl firma olan Neşe Plastik’ten haklarına saygı duymasını ve sendikayla görüşmeye başlamasını beklerken, patronlar ise yıldırma ve işten çıkarma uygulamalarıyla örgütlenmeyi engellemeye çalışıyor.
Fabrikadaki işçilerin anlattıkları doğrultusunda Nelteks patronunun şirketin internet sitesinde reklam olsun diye yazdığı ‘değerlerin’ sadece kağıt üstünde olduğunu görüyoruz.
"EVDE ÇOCUĞUMU TEK BIRAKIYORUM"
Nelteks yönetimi çalışanlarıyla bir aile olmanın değerinden bahsederken, Nelteks işçisi bir kadın, “Bize ‘Biz burada bir aileyiz. Birbirimize sırtımızı yaslayalım’ diye vaatler veriyorlardı. Ben kuru maaşa burada çalıyorum. Benim bir çocuğum var ve onu evde tek bırakmak zorunda kalıyorum. Mecbur olmasam hiçbirine katlanmam. Daha önce tuvalete gittiğimiz süre için bile toplantı yapanlar sendikal çalışmayı öğrendikten sonra hiçbir toplantı yapmadı” dedi. Sendikalı çalışmayı istediğini dile getiren işçi, “Ben işverene çalışıyorum, o bundan kazanıyor ama benim kazanmamı istemiyor. Biz sadece hakkımız olanı istiyoruz. Bizi bölmeye çalıştılar. Müdür kendine yakın gördüğü isimleri çağırarak onun da seçeceği kişilerle beraber sendikadan istifa ederlerse işten atılmayacaklarının garantisini verdi. Şimdi de içeride baskılar hâlâ devam ediyor” diye konuştu.
"EVE ELİMİZ BOŞ GİDİYORDUK"
Başka bir kadın işçi de “Fabrikamız yeniydi. Biz de yenidir düzelir diye katlanıyorduk. Biz böyle dedikçe iyileştirme tamamen işverenin kesesine oldu. Ne kadar kazandıysa bizi o kadar ezdi. İşveren büyüdükçe biz küçüldük. Biz de bunun sendika ile çözüleceğini düşündük. İşveren sendikayı öğrenmeden önce elinde kağıtlarla gelip işlerin çok yoğun olduğunu, 10 yıllık sözleşme imzaladığını, bu sürecin çok yoğun geçeceğini söyledi. Biz de işyerimiz büyüyecek diye sevinmiştik. Sendikal çalışma ortaya çıkınca bir anda nedense işlerin kötü olduğunu, battığını, doların yükseldiğini söyleyerek işyerini kapatması gerektiğini söyledi” dedi. Firmanın Neşe Plastik’in alt firması olduğunu belirten işçi, “Neşe plastik’te Petrol-İş örgütlü, neden orası sendikalı da biz değiliz” diye sordu.
Başka bir kadın işçi de “İlk girdiğimde her gün yönetim odasına çağrılıyordum. Yapamıyorsun, sayı çıkmıyor, böyle giderse seni çıkartırız diye hep baskı yaptılar. Bir günde masa örtüsünden 2 bin tane katlamam gerektiğini, paketleme elemanının da bana yetişmesi gerektiğini söylüyorlardı. Ben işi öğrenince senin pozisyonunu yükselteceğiz diyerek sorumluluklarımı arttırmaya başladılar. Tuvalete gitme süremizi bile hesaplıyorlardı. Şu kadar sürede tuvalete gidersiniz, şu kadar sürede suyunuzu içersiniz, şu kadar mal çıkartırsınız diye hesaplıyorlardı. Herkes ekmeği için katlanmak zorunda kalıyordu. Fabrikada iş güvenliği uzmanı yok, sadece haftada bir kere doktor geliyor. Çalışırken giydiğimiz, kullandığımız ekipman yetersiz. Onlara o rahat hayatı yaşatan biz işçileriz. Kendileri kepçe ile alırken bize çay kaşığının ucu ile veriyorlar. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi değil. İşçiler haklarını arıyor, hesap soruyor, emeğinin ekmeğinin peşinden gidiyor. Biz hakkımızı aramaya devam edeceğiz” dedi.
Nelteks’te 6 ay kadar çalıştıktan sonra işten atılan bir işçi de “İçerideki makineler çok eskiydi ve makinede çalışan arkadaşları çok yoruyordu. En ağır işleri kadınlara yaptırıyorlardı. Tüm zorluklara rağmen biz çalıştık. Aldığımız bir kuru maaştan başka bir şey yoktu. Biz de bu koşulları sendikaya üye olarak çözmek istedik. Kısa bir sürede sendikaya üye olup yetkiyi aldık. Yetki tespiti için gelindiği zaman sendikayı öğrenen fabrika yönetimi arkadaşlarımızın çıkışını vermeye başladı. 15 kişi çıkarıldı. Patron aralık ayının sonunda fabrikayı kapatacağını söylüyor. Bizim derdimiz işyerini kapatmak değil, bizim derdimiz ekmeğimiz. Biz sendikalı çalışmayı istiyoruz. Patronun diğer fabrikası Neşe Plastik’te sendika var, biz neden burada sendikalı çalışmayalım? Bizim yüksek bir talebimiz yok. Patron bizi bir kere muhatap alıp dinlemedi bile, bize sorunlarınız, sıkıntınız ne diye soran olmadı. Biz işyerimizi, iş arkadaşlarımızı seviyoruz. İşyerinin büyümesini de istiyoruz ama sendikayla bir araya gelip muhatap alınmayı da istiyoruz.”
Nelteks işçileri hem Nelteks’ten hem de asıl firma olan Neşe Plastik’ten haklarına saygı duymasını ve sendikayla görüşmeye başlamasını beklerken, patronlar ise yıldırma ve işten çıkarma uygulamalarıyla örgütlenmeyi engellemeye çalışıyor.
Fabrikadaki işçilerin anlattıkları doğrultusunda Nelteks patronunun şirketin internet sitesinde reklam olsun diye yazdığı ‘değerlerin’ sadece kağıt üstünde olduğunu görüyoruz.
"EVDE ÇOCUĞUMU TEK BIRAKIYORUM"
Nelteks yönetimi çalışanlarıyla bir aile olmanın değerinden bahsederken, Nelteks işçisi bir kadın, “Bize ‘Biz burada bir aileyiz. Birbirimize sırtımızı yaslayalım’ diye vaatler veriyorlardı. Ben kuru maaşa burada çalıyorum. Benim bir çocuğum var ve onu evde tek bırakmak zorunda kalıyorum. Mecbur olmasam hiçbirine katlanmam. Daha önce tuvalete gittiğimiz süre için bile toplantı yapanlar sendikal çalışmayı öğrendikten sonra hiçbir toplantı yapmadı” dedi. Sendikalı çalışmayı istediğini dile getiren işçi, “Ben işverene çalışıyorum, o bundan kazanıyor ama benim kazanmamı istemiyor. Biz sadece hakkımız olanı istiyoruz. Bizi bölmeye çalıştılar. Müdür kendine yakın gördüğü isimleri çağırarak onun da seçeceği kişilerle beraber sendikadan istifa ederlerse işten atılmayacaklarının garantisini verdi. Şimdi de içeride baskılar hâlâ devam ediyor” diye konuştu.
"EVE ELİMİZ BOŞ GİDİYORDUK"
Başka bir kadın işçi de “Fabrikamız yeniydi. Biz de yenidir düzelir diye katlanıyorduk. Biz böyle dedikçe iyileştirme tamamen işverenin kesesine oldu. Ne kadar kazandıysa bizi o kadar ezdi. İşveren büyüdükçe biz küçüldük. Biz de bunun sendika ile çözüleceğini düşündük. İşveren sendikayı öğrenmeden önce elinde kağıtlarla gelip işlerin çok yoğun olduğunu, 10 yıllık sözleşme imzaladığını, bu sürecin çok yoğun geçeceğini söyledi. Biz de işyerimiz büyüyecek diye sevinmiştik. Sendikal çalışma ortaya çıkınca bir anda nedense işlerin kötü olduğunu, battığını, doların yükseldiğini söyleyerek işyerini kapatması gerektiğini söyledi” dedi. Firmanın Neşe Plastik’in alt firması olduğunu belirten işçi, “Neşe plastik’te Petrol-İş örgütlü, neden orası sendikalı da biz değiliz” diye sordu.
Başka bir kadın işçi de “İlk girdiğimde her gün yönetim odasına çağrılıyordum. Yapamıyorsun, sayı çıkmıyor, böyle giderse seni çıkartırız diye hep baskı yaptılar. Bir günde masa örtüsünden 2 bin tane katlamam gerektiğini, paketleme elemanının da bana yetişmesi gerektiğini söylüyorlardı. Ben işi öğrenince senin pozisyonunu yükselteceğiz diyerek sorumluluklarımı arttırmaya başladılar. Tuvalete gitme süremizi bile hesaplıyorlardı. Şu kadar sürede tuvalete gidersiniz, şu kadar sürede suyunuzu içersiniz, şu kadar mal çıkartırsınız diye hesaplıyorlardı. Herkes ekmeği için katlanmak zorunda kalıyordu. Fabrikada iş güvenliği uzmanı yok, sadece haftada bir kere doktor geliyor. Çalışırken giydiğimiz, kullandığımız ekipman yetersiz. Onlara o rahat hayatı yaşatan biz işçileriz. Kendileri kepçe ile alırken bize çay kaşığının ucu ile veriyorlar. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi değil. İşçiler haklarını arıyor, hesap soruyor, emeğinin ekmeğinin peşinden gidiyor. Biz hakkımızı aramaya devam edeceğiz” dedi.
Nelteks’te 6 ay kadar çalıştıktan sonra işten atılan bir işçi de “İçerideki makineler çok eskiydi ve makinede çalışan arkadaşları çok yoruyordu. En ağır işleri kadınlara yaptırıyorlardı. Tüm zorluklara rağmen biz çalıştık. Aldığımız bir kuru maaştan başka bir şey yoktu. Biz de bu koşulları sendikaya üye olarak çözmek istedik. Kısa bir sürede sendikaya üye olup yetkiyi aldık. Yetki tespiti için gelindiği zaman sendikayı öğrenen fabrika yönetimi arkadaşlarımızın çıkışını vermeye başladı. 15 kişi çıkarıldı. Patron aralık ayının sonunda fabrikayı kapatacağını söylüyor. Bizim derdimiz işyerini kapatmak değil, bizim derdimiz ekmeğimiz. Biz sendikalı çalışmayı istiyoruz. Patronun diğer fabrikası Neşe Plastik’te sendika var, biz neden burada sendikalı çalışmayalım? Bizim yüksek bir talebimiz yok. Patron bizi bir kere muhatap alıp dinlemedi bile, bize sorunlarınız, sıkıntınız ne diye soran olmadı. Biz işyerimizi, iş arkadaşlarımızı seviyoruz. İşyerinin büyümesini de istiyoruz ama sendikayla bir araya gelip muhatap alınmayı da istiyoruz.”