Evlerin vazgeçilmezi... Milyonların kullandığı o alet bakın nasıl keşfedilmiş!

1940’lı yıllarda Amerikalı mühendis Percy Spencer, radar sistemlerinde kullanılan magnetron adı verilen bir cihaz üzerinde çalışıyordu. Bir gün cihazın yakınında çalışırken cebindeki çikolatanın eridiğini fark etti. Bu dikkat çekici durum, mikrodalga enerjisinin ısı oluşturabileceğini anlamasına neden oldu. Ardından yaptığı basit deneylerle mısır tanelerinin patladığını ve yumurtanın piştiğini gördü. Bu gözlemler, yiyeceklerin mikrodalgalarla pişirilebileceği fikrini doğurdu.

Spencer, 1945 yılında bu teknoloji için Raytheon firmasıyla birlikte patent başvurusunda bulundu. İlk mikrodalga fırın olan "Radarange" üretildi. Ancak bu ilk model ev kullanımına uygun değildi. Buzdolabı büyüklüğünde olan cihaz yaklaşık 350 kilogram ağırlığındaydı. Magnetronun aşırı ısınmasını önlemek için büyük bir soğutma sistemine ihtiyaç duyuluyordu. Ayrıca fiyatı da oldukça yüksekti: 5.000 dolar civarındaydı. Bu nedenle geniş kitlelere ulaşamadı.

Ancak 1967 yılında mikrodalga teknolojisinde önemli bir dönüm noktası yaşandı. Raytheon’un alt firması Amana, mutfak tezgâhlarına sığabilecek boyutta ve daha uygun fiyatlı bir mikrodalga fırın geliştirdi. 500 doların altında bir fiyatla satışa sunulan bu yeni model, kısa (5 dakika) ve uzun (25 dakika) pişirme ayarlarına sahipti. Bu gelişme, mikrodalga fırınların evlerde hızla yaygınlaşmasının önünü açtı.

Bugün, tesadüfen başlayan bu teknoloji, zamandan tasarruf sağladığı ve pratikliğiyle öne çıktığı için dünya genelinde milyonlarca evde kullanılıyor.