Meteorolojinin günler öncesinden duyurduğu kar yağışında Belediyelerin sınıfı geçtiğini ve örnek bir mücadele sergilediğini dile getirmiştik. Ancak vatandaş bu kez golü başka bir yerden yedi. Şehir merkezlerinde sıkıntı yaşanmadığının bu zorlu mücadele, bu kez Türkiye’nin en önemli ulaşım ağı olan İstanbul-Ankara yolunda araç sürücüleri kar yağışına yenik düştü.
Özellikle Pazar günü etkili olan tipi nedeniyle, gece yarısı alınan kararla İstanbul-Ankara Otoyolu ulaşıma kapandı, D-100 Devlet karayolundan da Ankara istikametinde ulaşım durdu. Ne yazık ki bu kararlar alındığında binlerce araçta Otoyolda mahsur kalmıştı. Başta Kızılay olmak üzere Belediyeler yolda kalan vatandaşlara yardım ulaştırmaya çalışırken, devlet karayolu ve otoyol adeta kar tarlasında döndü.
Teyakkuz halinde bekleyen belediyeler, ara sokaklar hariç mücadelede başarılı olurken, bu kez kara hazırlıksız yakalanan Devlet Kurumları oldu. Karayolları genel Müdürlüğü idaresindeki, Türkiye’nin en önemli kilit ulaşım ağının kar yağışı sebebiyle kapanması içler acısı bir durum. Zamanında önlemler alınsaydı, yeterince tuzlama yapılsaydı, yağışın yoğun olarak yaşanacağı yerlerde kar küreme çalışmaları için ekipler hazır bekletilseydi, böylesine bir sıkıntıyla karşılaşmazdık. En azından tablo ulaşımın durdurulması, yoldaki araçların mahsur kalması seviyesine gelmezdi. Ne yazık ki her doğa olayında olduğu gibi bu konuda da başarısız olduk.
Yaşanan her olaydan sonra ders alıp, önleme ve mücadele konusunda daha tecrübeli olacağımıza, biz de tam tersine geriye gidiş söz konusu. Bu kar yağışı günler öncesinden belliydi ve meteoroloji günlerdir uyarıyordu. Nereye ne kadar kar düşeceği az çok tahmin ediliyordu. Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ve onarla bağlı kurumların Türkiye’nin ana ulaşım yolunda, İstanbul’un Anadoluyla bağlantısını sağlayan böylesine önemli bir yolda yeterince tedbir almaması bu sonucu ortaya çıkardı. Devlet kurumları en azından Kocaeli’deki Belediyelerin çalışmalarını örnek alsaydı devlet yollarında bu sorunu yaşamazdık.
Ne diyelim umarım bu bize son ders olur ve bir daha ki sefere böyle bir sıkıntıyla karşılaşmayız. Aksi halde yoğun kar yağışı yaşanan ülke ve şehirleri göz önüne alırsak, bizim yaşadığımız devede kulaktı.
Özellikle Pazar günü etkili olan tipi nedeniyle, gece yarısı alınan kararla İstanbul-Ankara Otoyolu ulaşıma kapandı, D-100 Devlet karayolundan da Ankara istikametinde ulaşım durdu. Ne yazık ki bu kararlar alındığında binlerce araçta Otoyolda mahsur kalmıştı. Başta Kızılay olmak üzere Belediyeler yolda kalan vatandaşlara yardım ulaştırmaya çalışırken, devlet karayolu ve otoyol adeta kar tarlasında döndü.
Teyakkuz halinde bekleyen belediyeler, ara sokaklar hariç mücadelede başarılı olurken, bu kez kara hazırlıksız yakalanan Devlet Kurumları oldu. Karayolları genel Müdürlüğü idaresindeki, Türkiye’nin en önemli kilit ulaşım ağının kar yağışı sebebiyle kapanması içler acısı bir durum. Zamanında önlemler alınsaydı, yeterince tuzlama yapılsaydı, yağışın yoğun olarak yaşanacağı yerlerde kar küreme çalışmaları için ekipler hazır bekletilseydi, böylesine bir sıkıntıyla karşılaşmazdık. En azından tablo ulaşımın durdurulması, yoldaki araçların mahsur kalması seviyesine gelmezdi. Ne yazık ki her doğa olayında olduğu gibi bu konuda da başarısız olduk.
Yaşanan her olaydan sonra ders alıp, önleme ve mücadele konusunda daha tecrübeli olacağımıza, biz de tam tersine geriye gidiş söz konusu. Bu kar yağışı günler öncesinden belliydi ve meteoroloji günlerdir uyarıyordu. Nereye ne kadar kar düşeceği az çok tahmin ediliyordu. Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ve onarla bağlı kurumların Türkiye’nin ana ulaşım yolunda, İstanbul’un Anadoluyla bağlantısını sağlayan böylesine önemli bir yolda yeterince tedbir almaması bu sonucu ortaya çıkardı. Devlet kurumları en azından Kocaeli’deki Belediyelerin çalışmalarını örnek alsaydı devlet yollarında bu sorunu yaşamazdık.
Ne diyelim umarım bu bize son ders olur ve bir daha ki sefere böyle bir sıkıntıyla karşılaşmayız. Aksi halde yoğun kar yağışı yaşanan ülke ve şehirleri göz önüne alırsak, bizim yaşadığımız devede kulaktı.