Başkanlık sistemi yeni bir siyasi anlayış doğurdu, koalisyonlar seçim sonuçlarına göre değil, seçim öncesinde oluşmaya başladı, başkanı seçmek için birinci parti olmanız, meclis çoğunluğunu sağlamanız yetmiyor, yüzde ellinin üstünde oy alma zorunluluğunuz var.
AK Parti, MHP’yi yanına alarak, Cumhur İttifakı’nı oluşturdu, Recep Tayyip Erdoğan da güçlü bir lider olduğu için bu cephe de pek sorun yaşanmıyor.
Ana muhalefet partisi olarak CHP, yeni sistem de başarılı olmak için yeni şeyler üretmeye ve muhalefete de öncülük etmeye zorunluydu, bunu da aslında nispeten başarılı bir şekilde hayata geçirdi.
2019 yerel seçimlerinde CHP’nin büyükşehirleri kazanmasında kurulan ittifakın etkisi büyüktü, yerel seçimler sonrasında genel seçimleri kazanmak içinde ittifak canlı tutuldu, hatta yenileri eklendi.
Uzunca bir süredir gündemde altılı masa var.
Prensipler, ilkeler, adalet, hak-hukuk, parlamenter sistem gibi söylemlerle altılı masa sürekli bir şekilde gündem oluyor.
‘Başkan adayı kim olacak?’ sorusu sürekli ötelenirken, artık son düzlüğe girildi ve adayın açıklanması an meselesi.
Bu süreçte de altılı masanın güçlü ayaklarından birisi olan İYİ Parti ilginç bir söylem geliştirdi, ‘kazanacak aday’ buyurun cenaze namazına…
Meral Akşener kendisinin aday olmayacağını sürekli ifade ediyor, parti kurmayları da masanın en güçlü adayı olarak ön plana çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’na muhalefet ederek, ‘kazanacak aday’ söylemini güçlü bir şekilde dile getiriyor.
Meral Hanım da, ‘kazanacak aday’ vurgusunu sürekli gündeminde tutuyor.
Bu ‘kazanacak aday kim?’ bunu dile getiren yok, hem böyle birisi var ise, ilkeler, prensipler, mutabakat, şu-bu, bunca zamandır bunlarla milleti oylamaya ne gerek var ki, kazanacak adayını açıklarsın, adayınla seçime girer, kazanırsın.
Kazanacak adayın var ise, masaya ne gerek var?
İYİ Parti’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’na açık muhalefet etmesi, ‘bakanlık pazarlığı’ olarak yorumlandığı gibi, ‘masayı devirmeye hazırlanıyor’ şeklinde de yorumlanıyor, her iki yorumun da haklı yanları var.
Seçime günler kala ‘kazanacak aday’ çıkışı başka türlü de açıklanamaz.
Son derece tehlikeli bir söylem bu ‘kazanacak aday’ çıkışı, ilkelerden, sistemden, muhalefetten, masadan vaz geçmek anlamı taşıyor, bunların hiçbirinin önemi yok, tek önemli olan kazanacak adayı bulmak!...
İYİ Parti’nin ‘kazanacak adayı’ neye göre kazanan olacak? bunu nasıl açıklıyorlar bilmiyorum.
Ama kazanacak aday arayışında olan İYİ Parti’nin o adayı çok uzakta aramasına gerek yok.
Türkiye’de son 20 yıldır kazanan aday belli, İYİ Parti tüm seçim stratejisini kazanacak adaya göre planlıyorsa kazanacak aday belli, geçsinler kazanacak adayın yanına., bıraksınlar muhalefeti…