2014 seçimleriydi.
Gönül verdiği partisi seçimi kazansın diye gece gündüz sokaklarda çalışan CHP’li gençlerden biriydi Tugay Adak.
O çalışmalardan birinde, bayrak asarken kafasının üstüne düştü.
Gözünün birini kaybetti.
Ama durmadı, yine çalıştı didindi.
Ekonomik durumu çok iyi değildi.
O dönemlerde Gençlik kolları başkanı Gökhan Orhan destek amacıyla bir tiyatro gecesi düzenlemişti. Elde edilen gelir bir nebze olsun sıkıntılarını azaltsa da elbette kalıcı bir iş gerekiyordu.
Sözler verildi.
Sonra, verilen sözler unutuldu gitti.
Çünkü, ağlamayana emzik verilmeyen bir düzende o hiç ağlamadı! Ağlayanlar yağlı ballı işler kaptı, mevki makam sahibi oldular.
O tüm sıkıntıyı kendi içinde yaşadı.
2019 seçimlerinde gençliği temsilen Kartepe Belediye meclis üyesi seçildi. Ama hala işsiz, hala ekonomik durumu kötüydü.
Bazı meclis üyeleri bu görevini sırf köşeyi dönmek, işini büyütmek, ihale kapmak, iş sahibi olmak, iş takibi yapmak ve siyasi güç için kullanırken Tugay ise ideallerinden hiç vazgeçmedi.
Kendinden vazgeçse de…
Yaşamaktan vazgeçse de…
Düştüğü ekonomik sıkıntı ve işsizlik girdabı bunalıma sürükledi Tugay’ı. Ansızın canına kıydı.
Şimdi herkes timsah gözyaşı döküyor arkasından.
Yıllarca partisine karşılıksız hizmet vermiş Tugay’ın intiharı bu partinin bir ayıbıdır.
Bu şehirde belediye başkanlığı yapan Fatma Kaplan Hürriyet’in ayıbıdır. İl başkanının, milletvekillerinin ayıbıdır.
Başka partilere şirin görünmeye çalışan ama kendi gençlerine ve partililerine yüz çeviren Fatma hanım, yarın büyükşehir adayı olduğunuzda hangi yüzle ‘çalışın’ diyeceksiniz gençlere?
Tugay’ın hikayesi, CHP’li gençlerin hikayesidir aslında.
Hiçbir karşılık ve menfaat beklemeden kendisini ve ailesini ihmal ederek gece gündüz çalışan, her işe koşturan, emek veren ve sonra da üvey evlat muamelesi gören gençlerin hikayesidir.
Bu gençler bu kadar değersiz olmayı, sahipsiz bırakılmayı, hayatlarının bu kadar ucuz ve acınası bir sonla bitmesini hak etmiyorlar.