Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü, güne başladığımızda karşımıza çıkan ilk haberlerden birisi TÜİK Başkanı’nın görevden alınmasıydı. Gece yarısı kararnamesiyle, TÜİK’e bir yıl içinde 3.Başkan ataması gerçekleşmişti. Bu atama kararının arkasından gelecekler belliydi, zira Ocak ayı enflasyon rakamları açıklama takvimi geliyordu. Nitekim dün beklenen oldu ve son 20 yılın en yüksek resmi enflasyon oranı Yüzde 48 olarak açıklandı.
Aslında biz şunu biliyoruz ki, bu rakamlarda Ali Cengiz oyunları yapılmasa, karşımıza daha vahim bir tablo çıkacak. Çünkü sadece elektrik ve doğalgaz da yapılan zamlar rakamların gerçekle örtüşmediğinin göstergesi. Gerçeği yansıtmayan yüzde 48’in bile ne kadar yüksek olduğunu herkes söylüyor. Hal böyle olunca enflasyon rakamlarını yeterince düşürmeyen ve son kertede vicdanın sesini dinleyerek açıklamalar yapan eski TÜİK Başkanı gitti, yerine yenisi geldi.
Kim ne derse desin eğer CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, o TÜİK ziyaretini yapmasaydı, ya da bir başka deyişle TÜİK baskını gerçekleşmeseydi, ne yüzde 36, ne de yüzde 48 oranında enflasyon rakamları açıklanmazdı. Sayın hükümetimizin gayesinin yüzde 25’lerde bir rakam telaffuzu istediğine adımız gibi eminiz. Troller ve hükümet yetkilileri bu baskından dolayı Kılıçdaroğlu’na kızsa da, vatandaşlar ise olması gerektiğine inanıyor.
Bu ülkede milyonlarca kişinin TÜİK’in iki dudağı arasında. Milyonlarca kişinin maaş zammı TÜİK tarafından açıklanacak 1 sayfalık kağıttaki raporda yazan rakamlara belirleniyor. İşçi, emekli, memur maaşını buna göre alıyor, kiracı ve sahibi zam oranını buna göre konuşuyor. Kısacası hayatın her alanında TÜİK’in ne kadar şeffaf olduğu belirleyici oluyor. Her ne kadar hükümet asgari ücreti Yüzde 50 artırarak TİK rakamlarının üzerine çıksa da, memur ve emekli yüzde 36 olan orana göre zam aldı. Oysaki şeffaflık olsaydı, toplumun tüm kesimleri yüzde 100’e yakın zam alacaktı.
Çarşı pazara çıktığımız zaman, markete girdiğimiz zaman, herhangi bir esnaftan ya da alışveriş merkezinden ürün aldığımız zaman, geçtiğimiz yıla oranla tüm ürünlerin en az 3-4 katı arttığına şahit oluyoruz. Neredeyse hiç bir kalemde artış yüzde 48 değil. Bunu en iyi ekonominin içinde geçinmeye çalışan kişiler bilir. Kurum yöneticileri ya da siyasiler oturdukları yerde vatandaşın gerçek enflasyonunu göremez. Kimseye enflasyonun geçtiğimiz yıla göre yüzde 50 arttığına inandırmazsınız. Şov amaçlı paylaşımlarda artık vatandaşı ikna etmiyor. İnsanlar faturaya bakıyor, çarşı pazara bakıyor, sonra da sizin açıklamalarını izleyip gülüyor.
Zaten insanlar hiçbir açıklama yapılmadan görevden alınan TÜİK Başkanı’nın neden azledildiğini merak ediyor ve onun başaramadığını yardımcısının nasıl başaracağını kendi kendine sorup duruyor. Bu sorulara belki cevap bulamıyoruz ama önümüzdeki ay açıklanacak Şubat ayı enflasyonun aşağılara çekilmesinin de muhtemel olduğunu biliyoruz. Bu arada Maliye’nin gözleri ışıldayan Bakanı sayın Nebati, enflasyonla ilgili değerlendirmeler yapmış. Sizlerin de keyifle okumasını tavsiye ederim!