Hepimizin yaptığı ortak bir hatadan bahsetmek istiyorum değerli okurlar, tıpkı birbirimizi anlamadığımız dinlemeyi reddettiğimiz benim sadece okuyup dinleyebildiğim, çoğumuzun hatırından hiç çıkmamış, kimilerimizin de dinlemekten sıkıldığı o 80’ler dönemleri gibi…
O zaman sağcı-solcu vardı şimdi yandaş-muhalif oldu ama değişen tek şey çok şey görmüş geçirmiş fakat yeniliğe alışamamış tecrübeli büyüklerimizin beğenmediği Z kuşağının bu kadar yaşanan zorluğa rağmen sakin kalabilmesi. Bu denli yoğun ekonomik bunalım durumunda bile sükûnetini koruyabilen ekonominin temel taşı gençlerimize o kadar çok şey borçluyuz ki…
Elbette nasıl ekonominin temel taşı gençler diyenler çıkacaktır hemen açıklayayım; eğitim sisteminin ülke içi ekonomiyi döndürebilmek için kullanıldığını görmek için ekonomist olmaya gerek yok. 2020-2021 yılı YÖK verilerine göre her ilde en az 1 en fazla 57 olmak üzere ülkemizde toplam 78’i özel 207 üniversite var bunların çoğunun meslek yüksekokulları ve ücra yerlerde fakülteleri mevcut toplam 8.240.997 üniversite öğrencimiz var. Yani lafın özü 10 kişiden 1 i üniversite öğrencisi. Öğrenciler gezer, tozar, eğlenir, yer, içer bulunduğu bölgedeki esnafa can verir. Üniversitenin salgın nedeniyle ara vermesiyle gördük ki herkesin ekonomisi sarsıldı fiyatlar arttı esnafların giderlerini karşılayabilmek amacıyla nakit döndürmek zorunda kaldığı için pos cihazlarını kaldırdı. Hal böyleyken onları yok sayamayız.
Küçük bir es vererek söylemek isterim ki öğrencilere iyi davranalım, yardımcı olalım. Onlar herhangi birinin değil bizim çocuklarımız…
Büyüklerimize gelince onları da anlamamak olmaz bunca zaman Türkiye’de yaşamak herkesi yorar, yıpratır. Önceden yaşadıkları kıtlıklar onları stokçu olmaya kemer sıkmaya ve her ihtimale karşı her türlü tedbiri almaya itti. Gördükleri koalisyon dönemlerindeki çok başlılıktan çok çektiler bir lider işçi alımına ret verirken bir lider alınacak dedi, biri a derken biri b dedi pinpon topu bir oraya bir buraya gidip geldiler bir şeyi ucundan tutabilmek için çok çaba sarf ettiler. Her iktidar değişiminde işimden olur muyum diyerek susmayı itaat etmeyi öğrendiler. İtaat ettikçe işleri yolunda gitti ve doğrunun bu olduğuna inandılar.
Siyasetin konuşulduğu her yerde sokakta, kahvehanede, sosyal medyada hep suçlamaya bağlı bir kıyaslama var gençler bir şey beğenmiyor, yaşlılar cahil…
Hayır kardeşim Gençler beğenmiyor değil sen her şeye tamah ediyorsun, yaşlılar cahil değil sen onların yaşadığını yaşamadın!