Futbol, hayatımdaki en sevdiğim eğlencelerin başında gelir. Futbolu çok severim. Maç anını, maç sonu yorumları ilgiyle takip eder, milyon Euroların döndüğü bu sektörü gerçekten eğlence kültürüyle takip ederim. Böyle bir futbol tutkunu olunca Faroe Adaları karşısında yaşanan rezaleti kelimelere dökmemek olmaz.
Faroe Adaları, büyük bir çoğunluğumuzun haritada yerini bilmediği bir yer. Bırakın haritada yerini bilmeyi, birisi tarif etse, al eline haritayı şurada diye tarif etse, bulamayız bile. O kadar küçük bir adacık burası. Faroe Adaları aslında bir ülke, devlet bile değildir. Faroe Adaları, Danimarka Krallığı’na bağlı bir yerdir. Tıpkı Birleşik Krallığa bağlı yerler gibi.
Faroe Adaları’nda toplam nüfus 50 Bin. Yani Kocaeli’deki Dilovası ve Kandıra ilçeleri kadar nüfusu olan, hatta İzmit ve Gebze’de bir mahallenin nüfusu kadar bir adacık. Bakın ülke demekten imtina ediyorum, çünkü ülke değil bir adacık. Faroe Adaları’nda 50 bin nüfus yaşıyor ama 80 bin de keçi ve koyu bulunuyor. Yani koyun-keçi nüfusu bile insan nüfusundan fazladır.
Faroe Adaları ülke olmadığı için yerel futbol ligi bulunmuyor. Futbolla alakalı kişi sayısı bu adacıkta 500 civarında. Bunların kimi futbolcu, kimi antrenör, yönetici vs. futbolcu dediğimiz bu arkadaşların da asıl meslekleri, tesisatçı, balıkçı, işçi vs. bu arkadaşların büyük kısmı yaşamlarını da Danimarka’da sürdürüyor.
Faroe Adaları FİFA sıralamasında 125.sırada yer alıyor. Dünya üçüncüsü Türkiye ise FİFA sıralamasında 42.sırada bulunuyor. İki takım arasında kadro değeri açısından kat be kat var. Türkiye’nin kadro değeri, Faroe’nin 10 katından fazla. Bütün bir takın değeri, bizim bir futbolcumuzdan düşük.
İşte Faroe Adaları, kısaca böyle bir konuma sahip. Ama ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin A Milli Futbol Takımı, böyle bir adacığa mağlup olarak dünyaya rezil oldu. Olabilir, futbolun içerisinde en güçsüz takıma bile yenilebilirsin, o gün top ayağından kayar, 4-5 kırmızı kart görürsün, 50 tane pozisyona girersin, 40’ı direkten döner, kaleci çok iyi oynar ve denk gelir. Rüzgar bahanesine sığınmazsın en azından…
Ancak biz hiç mücadele etmeden, hiçbir varlık göstermeden ülke bile olmayan böyle bir adacığa mağlup olduk. Nereden bakarsan bak rezalet diz boyu. Nereden bakarsan bak kepazelik. Bu eserin sahibi olan başta TFF Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop, stajyer Teknik Direktör Stefan Kuntz ve Faroe’deki keçi-koyun nüfusunu 20 kişi daha artıran futbolcular utanmalıdır. Eğer utanmaları varsa çekip gitmelidir.
Ülke ekonomiden siyasete, spordan sanata gerçekten bir kısır döngünün içerisinde. Türkiye’nin bu hale gelmesi gerçekten içler acısı bir durum. Tarihimizde bundan daha büyük bir rezalet görmeyiz diyeceğim ama inanın başımıza ne gelirse şaşırmayız artık.
Tabi bu yazıyı Faroe Adaları’na ayırdık da, bu maçın üç gün öncesinde oynadığımız Lüksemburg çok mu farklı sanki. 750 bin nüfusu olan Lüksemburg, İstanbul’un bir ilçesi kadar bir yer. Kocaeli 3 tane Lüksemburg eder. Ekonomik olarak evet gelişmişler ama, onlar da tıpkı Faroe gibi averaj takımı olmuş dünya spor kamuoyunda adı bile anılmayan bir ülke.
Evet biz Faroe Adaları’na yenildik, Lüksemburg ile berabere kaldık. Eğer Lüksemburg’a 87.dakikada beraberlik golünü atmasaydık Türkiye C Ligi’nden bile çıkamazdık. Bizi bu hallere düşüren ve bunda emeği geçen kim varsa hepsine yazıklar olsun, utanmaz reziller.