Değerli okuyucularım, babamın Kalp ameliyatı dolayısıyla bir süredir yazılarıma ara vermek zorunda kalmıştım. Şükürler olsun ki başarılı bir ameliyatla bizim için yeni bir hayat, yeniden bir hayat başladı. Bu süreçte destek mesajlarıyla yanımızda olan herkese teşekkür ederim. Başta Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Kalp Hastanesi kadrosunda görev yapan tüm sağlık çalışanlarına, Gebze Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Oğuz ve GTO Başkanı Nail Çiler olmak üzere gerçek manada yanımızda olan herkese teşekkürü borç bilirim.
Sizinle uzak kaldığımız dönemde Türkiye’de en önemli gündem konusu hiç kuşkusuz İstiklal Caddesi’nde 6 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, onlarca kişinin yaralandığı terör saldırısıydı. Günlerdir televizyonlarda bu konu konuşuluyor, gazetelerde bu hain saldırıyla ilgili her detay paylaşılıyor. Hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet dilerken, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Konuyla yayın yasağı var malum, detaylarla çok fazla sizi meşgul edecekte değilim.
Bu menfur saldırıyı kısa sürede aydınlatıp, faili hemen adaletin karşısına çıkaran polis teşkilatımızı kutluyorum. Hainler şunu bilmeli ki, Türküye Cumhuriyeti, devleti ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Hiçbir alçak saldırı, hiçbir terör eylemi Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya, bölmeye yetmez. Türkün tapulu malı olan Anadolu coğrafyası, 1071’den beri ilelebet Türkiye Cumhuriyeti’nin kalmaya devam edecek, 1453’den beri Türk yurdu olan İstanbul hiçbir zaman işgalcilere geçit vermeyecektir.
Saldırı nerden gelirse devlet her aman 18 yaşındadır. Devlet kendisine edilen hainliği hiçbir zaman unutmaz ve faillere gereken cezayı verir. Her bilgiyi en ince ayrıntısına kadar değerlendirip, hiçbir detayı atlamayan emniyet teşkilatımız, kısa sürede olayın aydınlanmasını sağlayarak olası iç karışıklıkların da önüne geçmiştir.
Binlerce saat görüntü incelenmesi, bağlantıların çözülmesi emniyetin büyük başarısıdır. Olayın uzantıları paketlenip mahkemeye çıkarıldı. Şimdi tek eksik teröristin kocası gibi kendini gösteren elebaşı B.H’nin yakalanmasında. İstihbarat bilgileri bu hainin Bulgaristan’a kaçtığını gösteriyor. Devletimiz umarım en kısa sürede bu hainin de izini bulur.
Tabi ki emniyet güçlerimizi olay sonrası gösterdikleri başarıdan dolayı kutlayacağız. Ancak olay öncesi yaşanan ihmalleri de unutmamak gerekiyor. İstihbarat, hadise cereyan ettikten sonra olan birşey değildir. İstihbarat olayı önceden bilmektir. Ve ne yazık ki sınırlarımızın güvenliği de bir kez daha tartışılır hale gelmişti. 4 ay önce sınırdan kaçak bir şekilde ülkemize giren bu şahsın, böyle bir eylemi gerçekleştirmesi, sınırlarımızdaki zafiyeti göstermiştir. Bu konuda artık çok ciddi tedbirler alınması gerekiyor.
Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, İranlı her gün yüzlerce kişi sınırlarımızdan kaçak geçiş yapıyor ve işte bunların arasına böyle hain teröristler de sızabiliyor. Bir an evvel sınır güvenliği gözden geçirilmelidir. Aksi halde bu tür hainlerin emelleri bitmeyecektir. Bütün emniyet güçlerimiz artık bu konuda teyakkuz halinde olmalıdır. Bu acı olay bir kez daha göstermiştir ki masumları hiç bir şeyden haberleri olmayan masum insanlar da tarihten beri terör örgütlerinin hedefleri arasındadır. Çünkü onlar için önemli olan insan hayatı değil, kendi hain emelleridir.