Kamuda ehliyet sahibi olmadan liyakat sahipleri her dönem vardı. Ancak son zamanlarda olduğu kadar bu denli ehliyetsiz kişilerin liyakat sahip olduğuna sahip olmadık. Sadece bankamatik personeli olarak kamu kurumlarında görev yapanlar hakkında yazsak, sayfalarca uzayıp gider. Ancak, bir de işin kamuda çalışıyor görünen, ancak hiçbir iş yapmayıp, el ense yapan bir de çok çalışıyormuş iması veren güruh var ki işte bu kişilere ben ehliyetsiz liyakat sahipleri diyorum.
Hiçbir donanımı ve özelliği yok, mesleki olarak yetersiz ama bulmuş bir yerden kamuda personel olmuş. Ödediğimiz vergilerden maaş alıyor, hiçbir iş yapmıyor, bulunduğu koltuğu veya görevi hak etmiyor, sorumluluğunu aldığı işi hakkıyla yerine getirmiyor, kısacası devlete yük millete külfet oluyor. Ne yazık ki birilerinin torpiliyle, belki biraz acındırma hissiyle, süslü yalanlarla o görevlere gelerek ferahlık içinde, yarın endişesi yaşamadan günlerini gün ediyorlar. Yaptıkları tek iş olan dalkavukluk, hokkabazlık, gammazlık gibi fiilleri iyi işledikleri için de o görevlerde uzun süre kalıyorlar. Hiçbir iş yapmadıkları halde, sorduğunuz vakit çok işleri var, çok çalışıyorlar, çok yoğunlar…
Hem kul hakkına girip, liyakat sahibi olanların önüne geçtikleri gibi hem de yıllık maliyetleri devletimizin üzerinde gerçekten çok büyük yükler. Sadece aylık 6 bin TL maaş alsalar yılda 66 bin TL yaparak, diğer masraflarıyla beraber yılda devlete 100 bin TL maliyetleri var. Her belediyede bunlar gibi 5 tane olsa, 81 vilayet binlerce belediye totalde yapan hesabı düşündüğümüzde insanın aklı duruyor. Bu bedel onarla ne yaptıkları hizmetin, çalışmanın bedeli olarak ödeniyor, ne de hak ettikleri için. Liyakatleri yok ama dalkavukluk ehliyetleri parlak olduğu için taklalarının karşılığını alıyorlar. Kamunun hakkını, garip gurebanın hakkını yiyerek abad oluyorlar. A görüşü B görüşü diye düşünmeyin, bunların partisi, dünya görüşü, siyaseti yok. Bunlar her yerde aynılar, bunlar her dönem aynılar.
Bunların maaşını ödeyen bizi, bunları vergimizle o makamlarda kalmasını sağlayan biziz. Ancak, bize patronluk taslamakta pek mahirdiler. Devletin sütünü içince kendilerini aslan zannedip kükrerler ama, ormandan çıktıklarında sessizliğe bürünürler. Tek gayeleri kendi koltuklarını korumak olan, korumak uğruna amirlerini ve üstlerini yanlış yönlendiren bu zerzevatlar, kendi bünyelerinde görev yapacak olanları da işi bilmeyenlerden seçerler ki, kendi bilmedikleri ortaya çıkmasın. Yani kısacası foyaları dökülmesini makyajları bozulması.
Ama ben inanıyorum ki elbet bir gün bunların devranı sona erecek. Elbet liyakat ehliyetin sahibi olacak ve uşaklık dönemi son bulacak.