Memleket Partisi Genel Başkanı ve 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adaylarından Muharrem İnce’nin 2 günlük Kocaeli ziyaretinin yansımaları sürüyor. İlk defa bir siyasi parti lideri Kocaeli gibi bir metropol kentte çalışmalarını iki güne yayarak, bir kente verilen değeri göstermiş oldu. İnce, Gebze ve İzmit bölgesi olarak ikiye ayırdığı ziyaretlerinde adeta Gebze’yi de bir Büyükşehir gibi ayrı bir il olarak gördüğünü belirtti.
Tabi bu ziyaretin yerel basında yansıması da sesli oldu. Söz konusu ziyaretle ilgili İhlas Haber Ajansı’nın abonelerine skandal olarak niteleyeceğimiz türde haberi vermesi meslektaşlarımızında dikkatini çekti. Ben dün bu köşeden İHA’nın yaptığı bu rezalete tepki göstermişti. İnce’nin Gebze’deki toplantısını takip eden meslektaşlarımın da konuya aynı penceresinden bakması beni ziyadesiyle mutlu etti. Gebze’de değerli meslektaşlarım Refik Sıla Güvenç ve Semih Bodur da aynı bakış açısıyla yaklaşarak meseleye, söz konusu ajansı eleştirdiler.
Basında kalite ancak objektif ve ilkeli bakış açısıyla yakalanır. Bu kapsamda Semih kardeşim de Refik Sıla kardeşim de, ben de duygularını ve dünya görüşlerini bir kenara bırakarak sorumlu habercilik anlayışlarıyla yapılan açıklamaları olduğu gibi aktarmanın derdi içerisindeyiz. Her ne kadar İHA gibi kurumlar abonelerine karşı bu sorumluluğunu yerine getirmeseler de biz de bu anlayıştan vazgeçmeyeceğiz. Ve mesleğimizi ahlakını çökerten bu gibi davranışlara da sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Tabi Muharrem İnce’nin açıklamalarına “CHP’yi nasıl eleştirirsin” mantığıyla bakanlarda var. Bir gazeteci hakaret etmeden İnce’yi de eleştirebilir, Erdoğan’ı da, Kılıçdaroğlu’nu da…Bunda bir beis yok. Ancak hiçbir gazeteci “İnce neden CHP’yi eleştiriyor” deme hakkına sahip değil. Bunu CHP’li bir seçmen ya da parti yöneticisi söyleyebilir. Onlarında söylemesi de sonuna kadar haklarıdır. Ancak gazetecinin böyle bir vasfı ve sorumluluğu yok. Çünkü CHP, şu anda İnce’nin siyasi rakibi…
Muharrem İnce artık farklı bir partide, üstelik kurucu Genel Başkan olarak siyaset yapıyor. İnce ve partisinin hedefi TBMM’de güçlü şekilde yer almak, iktidar olmak ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak. Bir siyasi parti Genel Başkanı tabi ki rakibini eleştirecek. Tutup da, Erdoğan’ı eleştirirken CHP’ye oy verin diyecek değil ya. Üstelik hitap ettiği seçmen de CHP seçmeni zaten. Bu durumda tabi ki bir Genel başkan hem siyasi iktidarı hem de aynı kulvardaki rakibini eleştirecek.
Toplantıyı başından sonuna kadar takip eden bir gazeteci olarak, İHA’nın yaptığı haberi düşündükçe, hala daha “Acaba ben farklı bir yerde miydim?” şeklinde kendimi soruyorum. Haberi yazan arkadaş, nasıl bir çıkar peşindeydi acaba da Erdoğan’a yönelik eleştirilere bir satır bile yer vermezken, CHP’ye yönelik sözleri ön plana çekti merak ediyorum. Tamam anladık yandaşlık yapacaksın da, bunu şahsi hesaplarında yap yahu. Siz ajans olarak yükümlülüğünüz haberi olduğu gibi aktarmaktır. Neresini kullanırız o bize kalmış. Bu kepazelik hem bizlere olan ayıbınız hem de Muharrem İnce’nin kendisine saygısızlık.
İnce’nin ziyaretiyle ilgili birkaç kelam da İl Başkanı Murat Erinç ve İlçe Başkanı İsmail Aşak için edelim. İkisiyle de derinlemesine bir tanışıklığımız yok. Genç ve pırıl pırıl iki siyasetçiden söz ediyoruz burada. Heyecanlılar, bu heyecanları program boyunca yüzlerine yansıdılar. İlk defa bir siyasi partiye Ana Kademe İlçe Başkanlığı yapıyorlar, tabi ki eksikleri ve kusurları olabilir. Ama böylesine geniş kapsamlı ve iki gün süren bir programı başarıyla tamamlayarak üstesinden geldiler.
Son olarak Basın meslek ilkelerini hiçe sayıp, okuyucu ve aboneleri yanıltan, adeta iş güzarlık yapan arkadaş gelsin de İnce’nin hala daha sosyal medyasında yayınlanan toplantısını beraber izleyip dinleyelim. Bir tarafı yererken, diğerini neden duymadığını bir sorgulayalım.