Bugün 14 Mart Tıp Bayramı…Yeri geldiğinde kendimizi, yeri geldiğinde sevdiklerimizin canlarını emanet ettiğimiz, bir sağlıklı nefesi dünyaya değişen sağlık çalışanlarımızın günü…Türkiye, sağlık sektörünün kıymetini salgın ve afet dönemlerinde çok iyi anlıyor. Özellikle Korona Virüs salgını döneminde baç tacı ettiğimiz sağlık çalışanlarımızın değerini, son yaşadığımızın deprem felaketinde iyice anlamış olduk. Hastalara şifa arayan, dertlere derman olmaya çalışan tüm sağlık personelimizin bu anlamlı gününü en içten dileklerimle kutlarım.
Bugünkü köşe yazımda bu kez spesifik davranacak ve sizlere iki değerli Tıp Adamı’ndan söz edeceğim. Tabi ki bütün sağlık çalışanlarımız çok kıymetli, tabi ki arka planda görünmeyen nice kahramanlar var. Ancak bir de onları organize eden, problemlere anında müdahale edip çözüm arayan, varsa eksiklik kapatmak için kılı kırk yaran, başarıyı artırmak için çalışıp, arızalar karşısında ise sorumluluğu üzerlerine alan iki önemli isim…Darıca İlçe Sağlık Müdürü Ulaş Doğan ve Gebze İlçe Sağlık Müdürü İlhan Kadıoğlu…
Her şeyden önce bu iki ismin bölgemizde olması Allahın bize bir nimeti. Gebze ve Darıca böyle isimlere sahip olduğu gerçekten çok şanslı. Tabi ki diğer ilçelerimizin sağlık müdürleri de kıymetli, ancak ben ikisini birebir tanıdığım için ve çalışmalarına şahitlik ettiğim için bölgemizin şanslı olduğuna inanıyorum. Ulaş bey de, İlhan bey de mesai kavramı olmayan insanlar. Gerçekten onların hayata bakış açıları, Şeyh Edebali’nin öğüdü olan “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesinde…
Salgınlar mücadele etmek Gebze ve Darıca gibi büyük ilçelerde gerçekten çok zordu. Bu bölge, Kocaeli’nin adeta İstanbul’u idi. Çünkü ağırlıklı olarak işçi kesimi, yüzölçümü küçük ama nüfusu yoğun ilçelerdi. Ancak buna rağmen olağanüstü başarılara imza atıldı. Bunların kesinlikle unutulamaması gerekiyor. Çünkü Gebze ve Darıca salgınla mücadelede adeta başarı hikayesi yazdı. Bunda da en önemli etken iki Çalışkan müdürün kurumlarının başında olmasıydı.
Bakın özellikle Darıca’da yapılan bir çok uygulama, Türkiye genelinde hayata geçirilerek rol model oldu. Darıca’da Ulaş bey salgınla mücadelede bir çok başarılı adımı uygularken en güçlü desteği de Gebze’de İlhan beyden aldığı aşikardır. Çünkü bu süreçte bu iki kurum ayrı müdürlükler olmasına rağmen ortak hareket ettiler. İki Müdürümüzü de bilgi, birikim ve tecrübeleriyle ekiplerine liderlik ederken, aşılama çalışmalarında, kar kış dinlemeden, ilk etapta gönüllü olarak da hem vatandaşa örnek oldular hem de aşı çalışmasının yaygınlaşmasına öncülük ettiler.
Gerek Ulaş bey ve gerek İlhan bey bir telefon kadar vatandaşın uzağında. He soruna anında çözüm arayan, sıkıntısı olan vatandaşı baş tacı edip yardımcı olan Müdürlerimizin en önemli özelliği ise takım çalışmasına olan inançları. Başarının bir ekip işi olduğuna inanıyorlar be kadrolarına da beklentilerini bu şekilde aktarıyorlar. Ulaş bey yaklaşık 5-6 senedir bu bölgede, İlhan bey kaç senedir burada inanın ben bile hatırlamıyorum. Ancak vatandaşla kurdukları bu sıcak diyaloglar ve mülki idarelerle uyumları hep el üstünde tutulmalarını sağladı.
Hani son dönemlerde hep bir vurgu yapılıyor ya Türk siyasetinde…Ehliyet ve liyakat…Evet kamu bürokrasinde ehliyet ve liyakatin sahibine verildiğinde nelerin başarılacağının en güzel göstergesidir Ulaş Doğan ve İlhan Kadıoğlu. Onlar kamuya yük olan idareciler değil, asline kamunun yükünü azaltıp, vatandaşın işini kolaylaştıran ve devletin sıcak yüzünü yansıtan en güzel örnekler. İkisi için de inanın bana ayrı birer yazı yazılabilirdi, ancak böyle bir günde iki ismi aynı anda anlatmak çok daha anlamlı.
Biz bu ülkede çok sayıda sahte kahraman üretildiğine şahitlik ettik. Bu kentte de basın yoluyla, sosyal medya kanalıyla ve hatta siyasi yollarla çok fazla sahte kahraman yazılıp çizildi. Bir çoğunun balonunun zaman içinde söndüğünü izlerken, bir kısmının da halen daha bu sahte rüzgarlarla yaşamaya çalıştığını görüyoruz. İşte böyle bir ortamda bu kentte yaşayanların gerçek kahramanları da bilmesi hakkı. Bizim Sağlık Müdürlerimiz makam mevki peşinde değil, şahsi reklamlarının ve ikballerinin derdinde değil. Gönül ister ki onlar hep bu görevlerinde devam etsinler. Ancak ülkemize ve insanlığa daha çok faydaları dokunacağı için temennim Sağlık Bürokrasisinde daha etkin ve önemli görevlere atanmalarıdır.
Müdürlerimizi yakinen tanıdığım için kendimi şanslı hissediyorum. Başarılarının devamını dilerken, buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Salgın geçti diye, sağlık personellerimizi unutmayalım, şiddet ve zorluk çıkarmak için uğraşmayalım. Her zaman onarlın yardımına ve ilmine ihtiyacımız var. Yeri gelecek acılarımızı içimize gömecek, ağrımızı sızımızı yüreğimize atacağız ama kendilerinden ve sevdiklerinden feragat edip bizler için çırpınan insanlara zorluk çıkarmayalım. Hata, kusur ve ihmalleri olanlar için elbette ki kanuni yollar açıktır. Ancak bunun dışında unutmayalım ki:
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”